Sabah yazarı Engin Ardıç, “Türk basını öldü diyorum da inanmıyorsunuz, bizler, geçen yüzyıldan kalma zombileriz” fikrini lisana getirdi.
Ardıç yazısında, “Okudum, gözlerime inanamadım, bir daha, bir daha okudum: Bir turist, “Roma’daki tarihi kent Pompei’nin içine motosikletiyle girmiş”… Yakalanmış. Roma’ya da gitmişliğim var, Pompei’ye de… Ama Pompei’nin “Roma’nın içinde” olduğunu bilmiyordum. Sanki Roma’da bu türlü bir semt vardı da benim mi haberim yoktu? Yanlış bir sazanlık yapmayalım diye bir de Google’a sordum. “Arada 236 kilometre var” diye bir karşılık aldım. Neyse ki Google küfür bilmiyor, yoksa kalaylanmıştık.Bu motosikletli turist “alana girişin yasak olduğunu bilmediğini” söylemiş. Demek ki orası bir alanmış. Gerçekten, “toprak yolda yaklaşık bir kilometre” gitmiş. Fotoğrafa baktım, gösterilen yol asfalt, üstelik yan tarafa iki de araba park edilmiş. Dört tekerlekli motorlu taşıta hür de iki tekerlekliye mi yasak yani? Yaklaşık bir kilometre giden turist, “kazı alanına girmediği için” bir ziyana sebebiyet vermemiş! Siz bana Pompei’de bir kilometre boş arazi gösterin, inşaat ruhsatı da masrafı da benden. Pompei’ye isteseniz de motosikletle giremezsiniz, dik bir yokuştan birtakım liman yapılarının içinden geçerek girilir. Lakin yürüyerek. Sanki kentin art kapılarından birinden, Scabia ya da Sarno kapısından falan mı girdi? Fakat orada o denli bir kilometrelik toprak yol yok ki… Pekala nerede dolandı bu çocuk? Üstelik hani olay Roma’da geçiyordu?” tabirini kullandı.
Ardıç şunları kaydetti:
“Bu öküzlük, önemli olduğunu argüman eden ve kültür ve sanata da maşallah pek ehemmiyet veren bir memur gazetesinde yayınlandı. Haberin altında imza yok. “Kültür-sanat servisi” diyor. Her kimse, ortaya çıksın ve özür dilesin. Kültür-sanat servisinden de ayrılsın, gitsin Şeyma Subaşı’nın nafakasıyla, Serenay Sarıkaya’nın bikinisiyle uğraşsın. Türk basını öldü diyorum da inanmıyorsunuz. Bizler, geçen yüzyıldan kalma zombileriz.”