Sabah müellifi Melih Altınok, “Uçağımız COP27 İklim Tepesi’ni takip etmek için gittiğim Mısır’ın Şarm El Şeyh kentine inerken aklımda kopan Ankara-Kahire münasebetleri vardı. Bir Türk vatandaşı olarak gerginliği ne boyutta hissedeceğimi merak ediyordum. Çabucak söyleyeyim… Şarm’da geçirdiğim üç günün sonunda Türkiye ile Mısır’ın birbirinden asla kopamayacağını anladım.” niyetini lisana getirdi.
“Gittim gezdim, Mısır’da Türkiye’ye karşı bir düşmanlık göremedim” başlıklı yazısında Altınok, “Bir kere Mısırlılar, Türkleri dost değil yakın akrabaları olarak görüyorlar. Laf olsun diye söylemiyorum. Türk’üm deyince sizi öbür turistlerden bariz formda ayırıyorlar. Ortak lisan pek çok yerde İngilizce değil Türkçe oluyor. Yemeklerimiz birebir. İki ülke ortasındaki ticaret de hiç kesilmemiş. Beko, Mısır’da fabrika açacakmış mesela. Düşünün, siyasette ve bürokraside bir Türk’ü, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı “modern kurucu lider” olarak gören seçkine sahip bir ülkeden bahsediyoruz.Diplomaside ve siyasette de ilan edilmeden karşılıklı adımlar atılıyor. Türkiye’nin geçtiğimiz günlerde bir büyükelçiyi maslahatgüzar düzeyinde görevlendirmesi ya da Mısır idaresinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı COP27 Tepesi’ne davet etmesi kıymetli gelişmelerdendi. Şarm’daki dorukta Türkiye’yi temsil eden Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum’un Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile bir görüşme gerçekleştirmesi de kayda kıymetti.” yorumunu yaptı.
Altınok şunları kaydetti:
“Zira Bakan Kurum, görüşmede iklim tepesinin gündeme geldiğini söylese de uzunca bir ortanın akabinde iki ülkenin bakanlarının resmi olarak yan yana gelmesi elbet ki bir irade beyanı niteliğinde.
Şarm’da konuştuğum direkt sürecin içindeki diplomatlar da Ankara ile Kahire ortasındaki ilişkilerin kışı geride bıraktığı konusunda hemfikirler.
Genel olarak edindiğim izlenim, yakın vakitte çok süratli bir olağanlaşma sürecine gireceğimiz yolunda.”