Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, 24 Şubat tarihinde başladı. İki ülkenin savaşında, 180 gün geride kaldı.
Savaşın ayak sesleri, Rus kuvvetlerinin geçtiğimiz yıl Ukrayna sınırına yığınak yapmasıyla duyulmaya başlandı.
Uydu görüntüleri, yıl sonuna kadar tanklar ve askeri teçhizatla birlikte 100 bin Rus askerinin sınırda toplandığını gösterdi.
“Askeri operasyon”
Moskova yönetimi, 21 Şubat’ta Ukrayna’nın doğusundaki iki Rus yanlısı ayrılıkçı bölge olan Luhansk ve Donetsk’i “bağımsız devletler” olarak tanıdı ve bölgeye “barışı koruma operasyonları” kapsamında asker gönderdi.
24 Şubat’ta ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in emriyle “askeri operasyon” adı altında Ukrayna’ya yönelik saldırılar başladı.
Savaşın ilk günü: 24 Şubat
Rus kara kuvvetleri, Ukrayna’ya karşı 4 ana cepheden saldırıya geçti. Kuzeydeki Belarus sınırından ve Rusya’nın kuzeydoğusundan başkent Kiev’e doğru hareket eden Rus kuvvetleri, Donbas bölgesinden Harkov’a, güney cephede Kırım’dan Odessa’ya, kuzeyde Zaporijya’ya, doğuda ise Mariupol’e doğru rota çevirdi.
Rus topçuları ve füzelerinin Ukrayna genelinde hedef aldığı çok sayıda noktadan patlama sesleri yükseldi. Kiev sıkıyönetim ilan ederken, Ukrayna’nın kendisini savunacağını duyurdu.
Nükleer felaket endişesi
Saldırıların ilk haftalarında Rus birlikleri, Kiev, Harkov ve Herson dahil olmak üzere Ukrayna’nın en büyük şehirlerine yönelik şiddetli saldırılarını sürdürdü, ancak Ukrayna güçlerinin sert direnişiyle karşılaştı.
Güneydeki Herson şehri, saldırının başlamasından sadece 1 hafta sonra, 2 Mart’ta Rusların kontrolüne geçen ilk önemli şehir merkezi oldu. Aynı zamanda Ukrayna’nın doğusundaki Rus birlikleri de Zaporijya’da bulunan Avrupa’nın en büyük nükleer santralini ele geçirdi.
Santralin 4 Mart’ta bombalanması sonucu çıkan yangın, Avrupa’da “nükleer felaket” korkusunu artırdı. Savaşın ilk günlerinde elde edilen bazı zaferlere rağmen kapanan yollar nedeniyle kara kuvvetlerinin yakıt, mühimmat ve askeri malzemeyi taşıyamaması sonucu lojistik zorluklarla karşı karşıya kalan Rus kuvvetleri, Ukrayna’nın başkenti Kiev’in kontrolünü ele geçiremedi.
Uydu görüntüleri, Batı medyasının “Putin’in yıkım ordusu” olarak adlandırdığı 40 kilometrelik askeri konvoyunun başkentin hemen dışında olduğunu gösterdi.
Bucha’da işlenen savaş suçları
Kiev’in eteklerinde bulunan Bucha, Rusya’nın başkente doğru ilerlemesi için stratejik bir üs haline geldi. Ancak Rusya’nın geri çekilmesinden sonra evlerine dönen kent sakinleri, korkunç manzarayla karşılaştı ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) araştırmacıları da savaş suçları iddialarının ardından Bucha’ya geldi.
Ekip, işkenceler, infazlar ve tümü savaş suçlarına işaret eden kapsamlı kanıtlar topladı. HRW’de kriz ve çatışma araştırmacısı olan Richard Weir, “Elde edilen kanıtlar, Bucha’yı işgal eden Rus kuvvetlerinin sivil hayatı ve savaş yasalarının en temel ilkelerini hiçe saydığını gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Savaşın ikinci aşaması
Kiev’in ele geçirilmemesi ve Ukrayna’nın kuzeyindeki Rus birliklerinin geri çekilmesinden sonra Rusya, savaşın ikinci aşamasında Donbas’a ve Mariupol’e odaklandı. Nisan ayı sonlarında Kremlin, Ukrayna’da 4 ana hedef belirledi.
Rusya Savunma Bakanlığı’na göre Rusya ordusu Donbas’ı ele geçirecek, bölgeden Kırım’a kara koridoru oluşturacak,
Ukrayna’nın Karadeniz’deki limanlarını ele geçirecek ve Moldova topraklarında tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester’e geçit oluşturmak için Ukrayna’nın güneyinde kontrolü sağlayacaktı.
Mariupol, Ruslar tarafından kuşatıldı
Mariupol, başlangıçta Rusya’nın şiddetli saldırılarına maruz kalırken, aynı zamanda Ukrayna’nın kararlılığının da anlaşıldığı nokta oldu. Liman şehri, mart ayında Rus kuvvetleri tarafından kuşatıldı.
Aralıksız bombardımanın ortasında sivillerin tahliyesi için insani koridorlar oluşturulmasına yönelik başlatılan birçok girişim başarısızlıkla sonuçlandı. Kent, 9 Mart’ta bir doğum hastanesinin vurulmasıyla ve 16 Mart’ta sivillerin sığındığı tiyatro binasına gerçekleştirilen hava saldırısıyla dünya gündeminde uzun süre yerini korurken, savaşın en yoğun çatışmalarından birine sahne oldu.
Liman kenti Mariupol, Rusya’nın 2014’te ilhak ettiği Kırım Yarımadası’na kara bağlantısı oluşturulması bakımından Rusya için stratejik öneme sahip.
Ukrayna’nın mısır, kömür ve çelik için önemli bir ihracat merkezi olan Mariupol, kara koridoru oluşturulmasının yanı sıra Rusya’nın Ukrayna ekonomisini çökertme planlarının da önemli bir parçasıydı.
Ülkenin limanlarından aylarca tahıl ihracatı yapılamaması, temmuz ayında Türkiye ve Birleşmiş Milletlerin arabuluculuğunda imzalanan tahıl koridoru anlaşmasının imzalanmasına kadar küresel gıda endişesine yol açtı.
Azovstal, direnişin sembolü oldu
Avrupa’nın en büyük metalürji tesislerinden biri olan ve Mariupol’de bulunan Azovstal çelik fabrikası, nisan ve mayıs aylarında çatışmaların merkezinde yer aldı. Fabrika, Ukrayna kuvvetleri ve bin sivil tarafından sığınak olarak kullanıldı.
21 Nisan’da Putin, Rus kuvvetlerine Mariupol’deki tüm Ukrayna güçlerinin kuşatılması emri verdi. Ukrayna askerleri, Rus güçlerine direnerek 80 günden fazla süre boyunca fabrikada kaldı.
Ancak mayıs ayı ortasında yaklaşık bin 700 Ukraynalı asker teslim oldu ve en az bin kişi Rusya’ya götürüldü ve bu durum Mariupol’un düşmesine yol açtı.
Saldırılar için ‘yıpratma savaşına döndü’ yorumları
Cephede Ukrayna’nın güçlü direnişiyle karşılaşan Rusya, birliklerini yeniden Ukrayna’nın doğusuna kaydırdı. Ancak Rus birlikleri, mayıstan bu yana önemli bir ilerleme kaydedemedi.
Rus kuvvetlerinin Lysychansk şehrinde zafer ilan etmesine ve temmuz ayı başlarında Luhansk bölgesini ele geçirmesine rağmen büyük bölgesel ilerlemeler görülmediğinden saldırıların “yıpratma savaşına” döndüğü yönünde yorumlar yapıldı.
Savaşta son durum ne
Son aylardaki çatışmaların çoğu Harkov, Severodonetsk ve Izyum civarındaki doğu ve güney cepheleri ile felakete yol açmasından korkulan nükleer santralin bulunduğu Zaporijya, Mikolayiv ve Herson’da yoğunlaştı.
Ukrayna kuvvetleri Herson’daki toprakları geri almaya çalışırken, Rus kuvvetleri Donetsk’te ilerlemeye çalışıyor.
Rusya’nın odak noktası, Luhansk ile birlikte bağımsız olarak tanıdığı Donbass’taki Donetsk bölgesinin tamamında. Rus yetkililer, ordunun “Donbas’ın tamamen kurtuluşu” için savaştığını belirtiyor.
Kırım’daki patlamalar sonrası ne oldu
Ayrıca Rusya’nın ilhak ettiği Kırım’daki Rus hava üssünde 9 Ağustos’ta patlamalar meydana geldi. Bölge yetkililerine göre patlamalarda 1 kişi hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı.
Uydu görüntüleri, patlamalarda birkaç savaş uçağının imha edildiğini ve üssün ağır hasar aldığını gösterdi. Kiev, patlamaların sorumluluğunu üstlenmedi.
İHA’nın haberine göre; Rusya şu anda Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20’sini işgal ediyor.
Savaşın acı ve gerçek yüzü
Rusya’nın saldırılarının başlamasından bu yana Ukraynalıların üçte biri evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu, dünyadaki en büyük göç krizlerinden birine yol açtı.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre Avrupa genelinde 6 milyon 657 bin 918 mülteci ve Ukrayna’da ülke içinde yerinden edilmiş yaklaşık 7 milyon mülteci bulunuyor.
AB, Ukraynalılara 3 yıla kadar topraklarında kalma ve çalışma hakkı verirken, Kiev yönetiminin 18 ila 60 yaş arasındaki erkeklerin ülkeyi terk etmesine izin vermediği için Ukrayna’dan kaçanların çoğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor.