Kahramanmaraş sarsıntısının meydana gelmesinden sonra 14 Mayıs’ta yapılması planlanan 2023 seçimlerinin ertelenip ertelenmeyeceği konusu kamuoyunda tartışılmaya devam ediliyor.
Özellikle AKP’nin kurucularından Bülent Arınç, yayınladığı bir metin ile seçimlerin ertelenmesi davetinde bulunmuştu. Bununla birlikte muhalefet partileri ise seçimlerin ertelenmesinin “kabul edilemez” olduğunu belirtmişti.
Son olarak “Erteleme ve kasım ayına bırakma konusu yapılan değerlendirmelerle artık rafa kalkmış durumda” diyen bir üst seviye hükümet yetkilisi görüşmelerde seçimin vaktinde, yani 18 Haziran’da yapılması görüşünün yük kazandığını söyledi. Birebir yetkili, “Sonuçta bir ay ne kadar fark eder ki? Erteleme olacaksa, hakikaten işe yaraması için 1 yıllık bir erteleme lazım. Kamuoyu da buna hiç sıcak bakmıyor” diye konuştu.
“Seçim için daha evvel açıklanan 14 Mayıs, olağan tarih olan 18 Haziran ve Kasım ayına ertelenmesi üzere alternatifler üzerinde duruluyordu” diyen tıpkı yetkili kelamlarını şöyle sürdürdü:
“18 HAZİRAN’DA SEÇİMİN OLMASI BÜYÜK OLASILIK”
“Ancak gelinen noktada daha çok seçimlerin 18 Haziran’da yapılması yaklaşımı daha öne çıkmış durumda… Büyük ihtimalle 18 Haziran’da seçim konusunda mutabakat sağlanması büyük mümkünlük.”
Reuters’a konuşan bir yetkili 18 Haziran’da yapılabilecek seçimin yaz devrine denk gelmesinin kimi handikapları olduğunu hatırlatarak “YSK’nın hazırlanması, bilhassa zelzelenin etkilendiği vilayetlerde seçimin fiziki kurallarının oluşturulması ya da bu seçmenlerin geçtikleri vilayetlerde oy kullanması üzere süreçlerin yetiştirilmesi gerekiyor” dedi ve ertelemenin sakıncalarını ise şöyle açıkladı:
“Kasım ayı ya da diğer bir periyoda ertelenmesinin de hem iktidarın seçimden kaçtığı algısı, hem muhalefetin olumsuz yaklaşımı, hem milletvekillerinin durumu, hem cumhurbaşkanının adaylık durumu ile anayasadan kaynaklanan türel yerin getirdiği durumlar da erteleme üzerinde gölge oluşturuyor.”
“TÜRKİYE’Yİ BİRLİKTE İNŞA EDİYORUZ”
AKP’den üst seviye bir yetkili de, “Seçim tarihinin ertelenmesi görüşü yerine seçimin vaktinde yer alması görüşü öne çıkmış durumda” dedi ve erteleme konusunun kamuoyunda fazla reaksiyon gördüğünü ve mevzunun demokrasinin yaralanmasına kadar getirildiğini vurguladı.
Yetkili, “Şu anda 18 Haziran’da seçimin yapılması görüşü tartı kazandı. Bu bahiste ayrıntılı değerlendirmeler yapıldı. Depremzelere yönelik inşaat çalışmaları da başlıyor. Kaybedilecek vakit yok” dedi.
Depremden etkilenenlerin konutların temelinin Mart başında atılmasının planlandığını hatırlatan ikinci hükümet yetkilisi, “Kayıplar çok ağır lakin o tarihe kadar en azından fiziki olarak bile olsa bir ölçü zelzelenin izlerinin silinip insanların oturabileceklerini görecekleri inşaatlar yükselmeye başlayacak. Daha evvel ‘yeter kelam milletindir’ olarak belirlenen sloganın yerini ‘Türkiye’yi birlikte inşa ediyoruz’ sloganı alacak” dedi ve Cumhur İttifakı’nın kazanma ihtimalini yüksek gördüğünü söyledi.
Türkiye tarihindeki en büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş sarsıntısı, ülkedeki inançlı yapı stoku ve sarsıntıya karşı hazırlık için milat kabul edilen 1999’daki büyük Gölcük sarsıntısı sonrasında binaların dönüştürülmesi için bugüne kadar ne yapıldığı sorularını da beraberinde getirdi.
Bu nedenle bundan sonraki süreçte partilerin yalnızca zelzele sonrası yıkımın akabinde yapışacak inşaatlar değil zelzele riskli bölgelerdeki yapılarla ilgili plan ve projeleri de kıymetli olacak.
Türkiye’de yapı stokunun ne kadarının imar düzenlemelerine terslik teşkil ettiği hakkında sistemli yayımlanan bilgi bulunmuyor. Yetkililer açıklamalarında bazen bu sayılara yer verirken, son olarak bir evvelki Etraf ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki 2018 Mayıs ayında Türkiye genelini kast ederek “Herhalde şu anda imara karşıtlık teşkil eden yapı sayısı %50’lerin üzerindedir” demişti.