TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanvekili, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, Meclis’te komisyonlarda görüşülen internet gazeteciliği yasasıyla ilgili kanun teklifine sansür demenin yalanın yanında durmak anlamına geldiği söyledi.
ANKARA (İGFA) – İnternet Gazetecileri Federasyonu Genel Başkanı Mesut Demir ile görüşen TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanvekili, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, internet gazeteciliği yasası olarak bilinen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili konuştu.
“İNSANLARIN İTİBARI SUİKASTE UĞRUYOR”
Medya camiasının uzun yıllardır beklediği yasa olan internet gazeteciliği yasasının belli bir aşamaya geldiğini ifade eden Refik Özen, “Geçen hafta Dijital Mecralar Komisyonu’nda görüşüldü. Bu hafta da Adalet Komisyonu’nda görüşülüyor. Sosyal medya ve internet gazeteciliği önemli. Çok başıboş bir mecra. İnsanların itibarının suikaste uğradığı, yalanın çok fazla olduğu bir mecra haline geldi. Bu yasanın bu tarz durumları sıfırlayacağını ümit ediyorum. Bunu yaşayarak göreceğiz. Bu sadece bizi değil toplumun her kesimini ilgilendiriyor. Medya sektöründe bu işi hakkı ile yapmaya çalışanlarla hakkı olmadan yapmaya çalışanlar, başka amaçla bu işi yapmaya çalışanlar arasında ayrımı sağlayacaktır” dedi.
“BU YASA İLE GERÇEK GAZETECİLERIN İTİBARI SAĞLANACAK”
Son yıllarda hızla türeyen merdivenaltı haber sitelerine de değinen Refik Özen, “Son dönemde sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte sözde gazeteci tiplerin yerelde de ulusalda da çoğaldığını hep birlikte görüyoruz. Bu işi hakkıyla uzun yıllardır yapan gazeteciler var. Onların da itibarını sağlayacak bir yasa olarak görüyorum. Toplumun doğru bilgilendirilmesini, kamuoyunun sağlıklı haber almasını sağlamayı amaçlıyoruz. Sosyal medya ve bazı internet haber sitelerinde yalan, yanlış haberlerle toplumun yönlendirilmeye çalışıldığını da görüyoruz” diye konuştu.
Yalan haberlerin toplumda algı oluşturmaya yönelik olduğuna dikkat çeken Özen, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Göçmen konusunda hassasiyetlerle alakalı, göçmen olduğu yönünde algı oluşturulan ama sonradan göçmen olmadığı anlaşılan toplumun o andaki duygularıyla oynandığını gördük. Bunun gibi birçok örnekler var. Diğer yandan kişilerin itibarını zedeleyecek birçok yalan haberlere şahitlik ediyoruz. Bu yasanın genel kuruldan geçeceğini ümit ediyoruz. Süreç içerisinde tamamlanması gereken hususlar ortaya çıkarsa onlarla ilgili de TBMM gereğini yapacak.”
“BU YASAYA SANSÜR DEMEK, YALANIN YANINDA DURMAK DEMEKTİR”
“Muhalefetin özgürlüklerin kısıtlandığı yönünde görüş ve yaklaşımları var” diyen Refik Özen, “Bunu da doğru bulmuyoruz. Yalanın özgürlüğü olmaz. İnsanların itibarlarının yerle bir edilmesinin özgürlük olmadığını düşünüyorum. Özgürlük tanımlamasını yeniden tanımlamak gerekecek. İnsanların mallarını almışsınız, itibarlarının alınması arasında bir fark yok. Hiçbir demokratik ülkede böyle bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla böyle durumların önüne geçecek yasaya sansür demek, yalanın yanında taraf olmak demektir. Kimse de yalanın yanında yer almayacağı kanaatindeyim. Bu sadece iktidarın meselesi değil. Aynı yalan haberlerle kendileri de mustarip oluyorlar. Toplumun her kesimini ilgilendiren mesele. İnşallah bu yasanın ülkemize ve medya camiasına hayırlı olacağını ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.