Solhan ilçesine bağlı Hazarşah köyü Aksakal mezrasındaki Turnalar Gölü’ndeki birbirinden bağımsız yüzen adalar, hem yurt dışından hem de komşu vilayetlerden gelen ziyaretçileri ağırlıyor. 3 tarafı dağ ve zirvelerle çevrili düz yer üzerindeki gölde, rüzgarın tesiriyle birbirinden bağımsız yüzen 3 ada bulunuyor. Derinliği 50 metrenin üzerindeki adalar, 2005’te ‘tabiat anıtı’ ilan edilip, korumaya alındı. Kentin sembolleri ortasında yer alan yüzen adaları 2022’nin birinci 7 ayında yaklaşık 20 bin kişi ziyaret etti. Bilhassa hafta sonları yoğunluğun yaşandığı gölde, adaların üzerine çıkmak yasak olmasına karşın, ziyaretçiler kurallara uymadı. Ellerindeki uzun sopalarla bekleyenlerin yüzen adaları yönlendirmesiyle birtakım ziyaretçiler ile gelin ve damatlar, muhakkak fiyatlarla üzerine çıkıp fotoğraf çektiriyor.
‘ÇOK ÇABUK BOZULABİLİYORLAR’
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Ahmet Kılıç, yüzen adaların onlarca yılda oluşan hareketli sistemler olduğunu söz ederek, şunları söyledi:
“Çok güç oluşuyorlar. Bununla birlikte yapılan insan müdahaleleriyle çok çabuk bozulabilirler. Bu yüzden bizim bu türlü hassas sistemleri muhafazamız lazım. Bunları günlük ya da özel gayeler için sıklıkla kullandığımız vakit bunların doğal yapısında bozulmalar meydana gelecektir ve bunların tekrar oluşması için tahminen onlarca yıl ya da daha uzun yıllar gerekecektir. Bu yüzden bize düşen ulusal parkların belirlediği kullanma kurallarına uymamız lazım. Burayı günlük emellerle kullanmak hayli riskli ve buralara yapılan çeşitli müdahaleler var. Sopalarla olsun, küreklerle olsun ya da ona benzeri araçlarla olsun müdahaleler bunların çok hassas olan yapısını bozmakta ve dağılmasına neden olmaktadır. Çevreyi muhafaza vazifemiz var. Zira bizim bunları çocuklarımıza, torunlarımıza teslim etme mecburiyetimiz var. Bu türlü özel sistemler dünyanın pek çok yerinde var ve ülkemizde de var ve bizim bu alanları uygun biçimde ve dikkatlice kullanmamız lazım. Kurallara uyulmadığı sürece bunları çok kısa müddette kaybederiz.”
ALMANYA’DAN YÜZEN ADALARI GÖRMEYE GELDİ
Böylesine zenginliklerin dünyada çok ender görüldüğünü tabir eden Prof. Dr. Kılıç, “Bunları muhafaza mecburiyetimiz var. Hepimiz sorumluluk almalıyız. Ben insanlarımızın çevreyi, canlıları koruyacağını düşünüyorum. Kendini bilmezler çıkabilir lakin onlara yapılacak ikazlarla onların birebir hassasiyeti göstereceğini umuyorum” dedi.
Ailesiyle Almanya’dan yüzen adaları görmeye gelen Kutbettin Demir, “Aslen Cizreliyim. Memleketime gitmek isterken yol üzerinde yüzen adaları eşim ve çocuklarımla birlikte görmek istedik. Sahiden tabiat olağanüstüsü bir yer, ben yüzen adalara birinci sefer geliyorum, çok hoş ve çok beğendik, herkesin gelip görmesini tavsiye ederim” diye konuştu.
