Kuşadası Körfezi açıklarında meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki zelzeleye ait konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Zelzele Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Sisam Adası ile Gümüldür ortasında çok sayıda deniz altı fayı bulunuyor. Bu faylar, Gümüldür ve Efes fayı ile kontaklı. Her iki fay da ‘diri fay’ sınıfında değerlendirilmelerine karşın, uzun periyottan beri yıkıcı zelzele üretmiyordu. Bu faylar, 5.7 ile 6.8 büyüklüğü ortasında değişen sarsıntılar üretebilecek potansiyele sahip” dedi.
Sözbilir bugünkü sarsıntıya ait olarak, “30 Ekim 2020 sarsıntısının tetiklediği bir sarsıntı. Bu sabah meydana gelen 5 büyüklüğündeki sarsıntı, Gümüldür ve Efes Fayı ortasındaki deniz altı fayının kırılmasıyla meydana geldi. Kırılan fay kesimi, bu iki fayın denizdeki uzantıları kabul edilebilir. 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki zelzeleden sonra bölgedeki tansiyon, 10 bin sarsıntıya varan artçı aktivitesi ile devam ediyordu. Ama bölgede Sisam Adası ile Gümüldür ortasında çok sayıda deniz altı fayı bulunuyor. Bu faylar, Gümüldür ve Efes fayı ile irtibatlı. Her iki fay da ‘diri fay’ sınıfında değerlendirilmelerine karşın, uzun periyottan beri yıkıcı zelzele üretmiyordu. Bu faylar, 5.7 ile 6.8 büyüklüğü ortasında değişen sarsıntılar üretebilecek potansiyele sahip. Bu nedenle 8 Temmuz 2022’de yürürlüğe giren Türkiye Afet Risk Azaltma Planı kapsamında tanımlanan çalışmalara sürat verilmesi gerekiyor. DEU-DAUM olarak 2017 yılından beri İzmir’in Sarsıntı Master Planı’nın revize edilmesi ve buna nazaran mevcut yapı stoğunun sarsıntıya sağlam hale getirilmesinin bir an evvel tamamlanması gerektiğini söylüyoruz. Lakin maalesef bunu gerçekleştirebilmiş değiliz. İzmir, sarsıntıya dirençli bir kent olma yolundaki bahtını gün geçtikçe kaybediyor” diye konuştu. (DHA)