Türkiye’de büyük yıkıma yol açan Gölcük merkezli 17 Ağustos 1999 zelzelesinin 23’üncü yıl dönümü nedeniyle birçok kentte anma aktiflikleri düzenleniyor. 2 bin 504 kişinin hayatını yitirdiği, 10 bin 201 bina ve işyerinin yıkıldığı zelzelenin yıl dönümünde de kayıpların ve hasarların acısı birebir tazeliğini koruyor.
Depremin akabinde yer bilimciler, sarsıntı bölgesinin batısı olan Marmara için alarm vermeye başladı. Önlemlerin alınmasını savunan ve mümkün Marmara sarsıntısında büyük hasarların yaşanabileceği konusunda idaresi ve yurttaşları uyaran Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Cumhuriyet TV‘ye kıymetli açıklamalarda bulundu.
NACİ GÖRÜR GÖLCÜK SARSINTISINI ANLATTI
Gölcük sarsıntısında neler yaşadığını aktaran Görür, “Deprem günü hepimiz çok üzgündük. Derhal o gün gidemedik zira düzensizlik vardı. Çalışmaları da engellemek istemedik. Üç dört gün sonra araştırma yapmak için orada bulundum. Her taraf sıkıntı, kederdi. İnsanlarımızın birçoklarını kaybetmiştik. Herkes sokaklarda, çadırlardaydı. Beşerler ölülerini gömmek için uğraşıyorlardı. Uzun mühlet o halde devam etti. Hakikaten ulus olarak çok üzgündük. Bu yaraları sarmak için uğraşmaya başladık, müthiş bir gündü” dedi.
İSTANBUL MÜMKÜN BİR SARSINTIYA HAZIR MI?
17 Ağustos’un Türkiye sarsıntıları için bir milat olduğunu aktaran Görür, zelzele üzerine yapılan çalışmaların eskisi kadar şevkle yapılmadığını söyledi. Mümkün Marmara sarsıntısına İstanbul’un hazır olup olmadığı üzerine konuşan Görür, şunları söyledi:
“1999 zelzelesi Marmara’daki fay çizgilerini tetiklemiş olabilirdi o yüzden biz alarm verdik. Bilimsel olarak biz bu uyaraları süratle yaptık. Birçok şey yapıldı elbette. Yollar, viyadükler yapıldı. En değerlisi kentsel dönüşüm ortaya çıktı. Kentsel dönüşümü maalesef yanlışsız yapamadık lakin ortaya çıkış nedeni doğruydu. Aslında İstanbul’u sarsıntıya hazırlayacaksak, zelzele odaklı bir kentsel dönüşüm ile bunu başarabiliriz. Kentsel dönüşüm hakikat ancak hükümetin bunu uygulayış formu hakikat olmadı.
“BELEDİYELER ‘KAYNAK VERİLMİYOR’ DİYOR”
İstanbul Vilayet Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) ve Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) planları, son derece hoş ve sevindirici projeler. Lakin doğr ve aktif bir biçimde uygulanırsa hoş olur. Proje hoş ancak ardında kaynak yok. Ben birçok belediye lideriyle görüştüm, ‘Hocam hoş de nasıl yapalım, kaynak verilmiyor’ diyorlar. O yüzden hükümet kaynaklarını sağlar ve bu prjeleri uygulayabilirse Türkiye zelzele korkusunu atlatabilir”