Sanatçı Gülşen’in 4 ay evvelki bir konserinde imam hatipliler ile ilgili söylediği kelamlar, bir anda ülke gündemini değiştirdi. Yandaş medya tarafından birdenbire dolanıma sokulan görüntülerden sonra ünlü müzikçi Gülşen gözaltına alınarak, jet süratiyle tutuklandı.
Gülşen’in tutuklanmasının akabinde birçok siyasi ve ünlü isim, toplumsal medya hesabından yaşananlara reaksiyon gösterdi. En çok merak edilen ise hukukçuların yorumları oldu.
ŞEN’DEN, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASINA TEPKİ
Habertürk‘te konuşan Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen; “Tutuklama kararı türel değil” dedi.
Şen, “Konu siyasi, toplumsal taraflarıyla tartışılıyor. Bahis iç siyasete çekildi. Sahiden insanları kutuplaştıran bir durum var. Net fikrimi şöyle söyleyeyim, işin hukuku tarafını. İsnat edilen suçlama, işlenen fille uygunluk arz etmediği üzere, tutuklama da hukuksal değil” tabirlerini kullandı.
Tutuklamanın münasebetini de okuduğunu belirten Şen, şöyle konuştu:
“Gerekçe diyor ki, TCK 216. hususu var. Burada iki fıkra tutuklama yasağı kapsamında. Hakaret kabahati da tutuklama yasağı kapsamında. Taraflar birbirleriyle anlaşır, uzlaşır. Savcılık makamı halkı kin ve düşmanlığa tahrik kabahatiyle kıymetlendirmiş. Somut olaya baktığımızda tutuklamanın koşullarını bahsedeceğim. Halkın toplumsal sınıf, ırk, din, mezhep yahut bölge bakımından farklı özelliklere sahip kesim. Bunlar var mı, yok. Bunu hakaret ederek değerlendirebilirsiniz, şikayete bağlı. Lakin burada bir kısmı, öbür kesite tahrik olarak kıymetlendirme yapamazsınız. Kanun kararını yorumlayıp, olmayan kabahati üretemezsiniz. Aleni kin ve düşmanlığa tahrik etme vasfına sahip olacak.”
“ELDE KANITI KARARTACAK BİR ŞEY DE YOK”
Şen, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bununla da bitmiyor, kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkması halinde diyor. Yani kanun koyucu objektif kurallar aramış. Halkın, toplumun, kısımlar ortasında infialle, aksiyonlarla karşı karşıya kalması gerekir. Kamu sisteminin somut tehlikeyle karşı karşıya kalması gerekir. Sanatkarın yeri belirli, yurdu aşikâr, kaçmamış. Elde kanıtı karartacak bir şey de yok. Tutuklama bir önlemdir. Ya adaletten kaçacak, ya da kanıt karartacak. Kararın kendisi kanıt elimizde diyor. Bence itiraz makamı olarak Asliye Ceza Mahkemesi’ne gidecek. Bahis tekrar pahalandırılacak.”