Sağlık bilimlerinde alanında kendini geliştirmek ismine çağdaş ülkelerden birçok öğrencinin Türkiye’yi tercih ettiğini belirten İstanbul Kültür Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon kısmında Prof. Dr. Ekin Akalan, Türkiye’nin çağdaş bilim yapan ülkeleri yakından takip etme mantığını yakaladığını söyledi.
Artık eğitimdeki standartların epeyce yüksek olduğuna değinen Prof. Dr. Akalan, “Bu standartlarda yetiştirdiğimiz insan tıpkı vakitte Almanya’da, İngiltere’de, Avustralya’da da iş bulabilir oluyor. Öğrenci hiçbir denklik sorunu yaşamadan Ankara’da çalıştığı üzere Londra’da çalışabiliyor. Türkiye de coğrafik pozisyonu açısından tam bir geçiş ve sentez bölgesidir. Bu yüzden hasta oranı da çoktur. Bu sayede öğrenciler burada bütün tecrübeleri yaşayabiliyor” açıklamasını yaptı.
“HEMŞİRELİKTE EN GERÇEK TECRÜBE TÜRKİYE’DE KAZANILIR”
Sağlık bilimlerinin geleceğinin çok parlak olduğunu söz eden Prof. Dr. Akalan, “Örneğin hemşirelik, beslenme diyetetik, fizyoterapi ve rehabilitasyon üzere kısımların önü çok parlak. Öğrenciler eğitimlerini aldıktan sonra gideceği yol ise büsbütün onlara ve hayal güçlerine bağlı. Mesela bizde beslenme ve diyetetiğin diploması bir veriliyor. Dışarda beslenme ve diyetetik farklı iki alanda çalışabiliyorsunuz. Hemşirelik kısmı öğrencisi, Türkiye’de tecrübe kazanamazsa öteki hiçbir yerde tecrübe kazanamaz. Zira devlet hemşire arkadaşlarımızın yetişmesi için ekstra ihtimam gösteriyor. Ekstra staj imkanları yaratıyor ve hemşirelik kısmından mezun olan arkadaşların hiçbirinde iş bulma sorunu olmuyor” biçiminde konuştu.
“TUTKU VARSA YAPILABİLİR”
Sağlık bilimlerini tercih etmek isteyenlere tekliflerde bulunan Prof. Dr. Akalan şunları söyledi:
“Sağlık bilimleri bir tutkudur. Tutku ise içinde sevgi ve öfkeyi barındırır. Senin o istediğin şeyi alana kadar burnunun sürtmesi gerekir. İstediğini alana kadar öfkeleneceksin. Lakin sevgin seni her vakit devam ettirecek. Aldığın diploma da tutkunun diploması olacak. Diyelim ki hemşire oldunuz. Çalıştığınız yerler hiç de çağdaş olmayabilir. Lakin mesleğine olan hürmeti ve tutkusu onu devam ettirir. Yani tutkun olmazsa o mesleği yapamazsın. Fizyoterapiye gelip ağrısı olan bir hastanın sana düzgün davranmasını bekleme. Hastanın durumunu anlayıp tahlil üretmek bazen çok meşakatli olabilir fakat onu anlamaya çalışıp işini en düzgün biçimde yapmaya devam edersin. Yani diplomayı aldığınızda, öfke ve sevgi ömür boyunca devam ediyor. Girdiğiniz yolu sevmek, insanları sevmek lazım. Bu alanda derslerinize de çok çalışmak, günde en az 2-3 imtihana girmek zorunda kalacak, birçok hastalıkla tanışacak, staj yapacak, farklı kavramları anlamak için savaşacaksınız. Sıhhat bilimlerinde çalışanlar her vakit beşere dokunur. Bu da insanların size gülümsemesine vesile olur.”