Fetullahçı Terör Örgütü’nün Poyrazköy kumpasında görev alan hâkim ve savcılarla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlandı. Kumpas soruşturmalarında FETÖ’nün tutuklamak istediği kişilerden Prof. Dr. Türkan Saylan soruşturma sürecinde vefat etmişti. Toplam 6 ayrı dosyanın birleşmesinden oluşan davaya, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması üzerine İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi baktı. Bu mahkeme, 84 sanık hakkında beraat kararı verirken, sahte delillerin kimler tarafından üretildiğinin belirlenmesi için de savcılığa ihbar ve suç duyurusunda bulundu.
Kumpasın yargı ayağında yer alan dönemin özel yetkili savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Berk ile hâkimler Mehmet Ekinci, Mehmet Karababa’nın da aralarında bulunduğu 48 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi.
64 YIL 6 AYA KADAR HAPİSLERİ İSTENDİ
Sabah gazetesinden Büşra Çoban’ın haberine göre hazırlanan iddianamede firari şüpheliler Zekeriya Öz ve Fikret Seçen’in “Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek”, “Haberleşmenin gizliliğini ihbar etmek”, “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme”, “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak”, “Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, “Gizliliğin ihlali”, “Suçluyu kayırma”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “Görevi kötüye kullanma suçlarından 23 yıldan 64 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Diğer şüphelilerin ise çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları istendi.
YARBAY ALİ TATAR’IN AİLESİ MÜŞTEKİ OLDU
Amirallere Suikast soruşturmasında tutuklama kararı verilince intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’ın da arasında bulunduğu 92 kişi ve kuruluş ‘müşteki’ olarak iddianamede yer aldı.
“ÜST AKIL TARAFINDAN HAZIRLANAN KUMPAS”
İddianamede Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı mensupları ile tüzel kişiliklerine karşı üst akıl tarafından ortak bir merkezde hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için kendileri ile aynı illegal yapıya mensup kolluk görevlileri ile birlikte hareket etmek suretiyle hukuka aykırı iş ve işlemler yaptıkları aktarıldı.
“MESLEĞİN ŞEREF VE ONURUNU BOZAN EYLEMLERDE BULUNDULAR”
İddianamede şüphelilerin toplamda 92 müşteki olmak üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde amiral, subay, astsubay ve işçi olarak görev yapan müştekiler ile sivil toplum kuruluşları yöneticisi ve üyesi olan müştekilere yönelik hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/PDY terör örgütüne mensup kolluk görevlileri ve kişiler ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri belirtildi.
İddianamede şüphelilerin planlı ve sistematik şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olarak mesleğin şeref ve onurunu bozan, mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte eylemlerde bulunup, gerçekte olmayan örgütlenmenin olmayan örgütlenmenin bulunduğuna dair algı yaratıkları vurgulandı.
“DEVLETİN YARGI GÜCÜNÜ SİLAH OLARAK KULLANDILAR”
Hazırlanan iddianamede şüphelilerin devletin yargı gücünü bir silah olarak kullanarak hukuk güvenliğini ortadan kaldıran daha önceden kurgulanmış soruşturmaları ve kovuşturmaları yürüttükleri, bunun sonucunda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın üst düzey subaylarının tasfiye edilerek yerlerine FETÖ/PDY terör örgütü üyesi subayların yerleştirilmesine ve bu subayların da 15 Temmuz darbe girişiminde bulunmalarına sebebiyet verdikleri ifade edildi.