Mezitli ilçesi Tece Mahallesi’ndeki polisevine, 26 Eylül günü saat 23.00 sıralarında, PKK’lı 2 bayan terörist tarafından hücum düzenledi. Teröristler, uzun namlulu silahlarla nizamiye kulübesinde nöbet tutan polislere ateş açtı. Polislerin karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Çatışmada polis memuru Sedat Gezer, teröristlerden birini vurarak yaraladı. Biri yaralı, 2 terörist, kaçamayacaklarını anlayınca sırt çantalarında taşıdıkları bombalarla kendilerini patlattı. Güvenlik güçlerinin polisevi etrafındaki incelemesinde, öbür bomba düzeneği ise uzman polisler tarafından imha edildi. Hücumda yaralanan polis memuru Sedat Gezer, kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Polis memuru Abdulkadir Öztürk ile çatışma sırasında balkonda yaralanan bir bayanın tedavisi sürüyor. Patlama sırasında yüksekten düşen 2 kişi ise tedavilerinin akabinde taburcu edildi.
O GECE YAŞANANLARI ANLATTI
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavisi devam eden 5 çocuk babası polis memuru Abdulkadir Öztürk, yaşananları gazetecilere anlattı. Olay anında nöbet kulübesinin yanında olduğunu belirten Öztürk, “Sesleri duyunca zeytin ağaçlarının ortasından ön taraftaki nizamiyeye gerçek koştum. Çıkar çıkmaz bacağımdan yaralandım. Akabinde ben de karşılık verdim” dedi.
‘FACİAYI ÖNLEDİK’
Teröristlerle yakın temas sağladıklarında yaşananları aktaran Öztürk, “O anda polisevinde 100’e yakın insan vardı, bir facia olabilirdi. Teröristlerin içeri girmesine mani olarak faciayı önledik. Teröristlerle ortamızda 30 metre aralık vardı. İnsanın aklına hayatının sonuna geldiği, vatanına, milletine canını feda edebileceği geliyor. Ateşin içine giriyorsun, vefat aklına gelmiyor. Bir candır, vatanıma feda olsun. Arkadaşım şehit oldu keşke ben de olabilseydim. Bize nasip olmadı” diye konuştu.
‘KENDİLERİNİ PATLATMA ANINA ŞAHİT OLDUK’
Teröristlerin kendilerini patlatma anına şahit olduklarını söz eden Öztürk şunları söyledi:
“Ben vurulmuş yerde yatarken kulübeye el bombası attılar. Akabinde kendilerini patlattılar. 5 çocuğum var. O an gözümün önüne geldi. Hayatın bir çizgisi var, o anda çocuklar gözünün önüne geliyor. Yeniden de o anda diyorsun ki ‘Bir canım var, vatana millete feda olsun.’ O an bir yere saklanayım filan diye düşünmüyorsun.”