Pier Paolo Pasolini; yönetmen, oyuncu, şair, romancı, deneme yazarı ve ressam olarak savaş sonrası İtalya’nın kültürel ikliminde eşine az rastlanır bir entelektüel profili çizdi.
Başkaldırı düsturu üzerine temellenmiş entelektüel ve sanatçı kimliğiyle hayatı boyunca yılmadan farklı alanlarda sınırları zorlayarak kendine özgü diller yarattı, hikâyeler anlattı, her hikayesiyle içinde yaşadığı konformist düzenin akıntısına karşı yüzdü, rahatsız ve tedirgin etti.
Faşizmin etkisinden henüz tam olarak kurtulamamış Katolik İtalya’da bir eşcinsel olarak Pasolini’nin ötekiliği hayatında belirleyiciydi. Tam da bu nedenle toplumun ötekileştirip marjinalleştirdiği insanları çok iyi anlattı.
İlk roman: Kenar Mahalle Çocukları
1955 yılında okurla buluşan ilk romanı Kenar Mahalle Çocukları, Pasolini’nin ötekinin dünyasını okura yaklaştırdığı bir başyapıt.
Savaş sonrasında yeniden kalkınma çabasındaki İtalya’nın yüzünü ekonomik mucizeye dönüp yoksullara sırt çevirdiği bir dönemde yayınlanan Kenar Mahalle Çocukları, odağına Roma’nın sefil mahallelerinde, savaş dönemindeki göçlerle ve ekonomik mucizeyle şehrin kıyısına savrulmuş ailelerin çocukları, dünyanın unuttuğu Riccetto ve arkadaşlarının yaşamlarını alıyor.
Sokağın diliyle konuşmak
Bu gençler, kendilerini yok sayan toplumun değil, sokağın diliyle konuşuyor, sokağın kurallarıyla hareket ediyor.
Neorealizm geleneği
Neorealizm geleneğinden beslenen roman ilk yayınlandığı dönemde hem Marksistler hem de muhafazakârlar tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu: Marksistler roman karakterlerinin mücadele ve sınıf bilincinden yoksun olduklarını öne sürerken muhafazakârlar da sokaktaki yaşantıyı müstehcen buluyordu.
Sayfa: 296
Sansüre uğradı, hakkında davalar açıldı
Yaşamı boyunca eserleri sansüre uğrayan ve hakkında pek çok dava açılan Pasolini, Kenar Mahalle Çocukları romanının da bazı bölümlerini sansürlemek zorunda kaldı ama roman o dönemde muzır damgasını yemekten ve toplatılmaktan kurtulamadı.
Yazarı sahiplenen okurlar
Ancak devletin bu yasakçılığı ters tepti ve Pasolini’nin çocukları daha fazla merak uyandırdı, onları sahiplenen okurların sayısı gün geçtikçe arttı.