İSTANBUL (İGFA) – ‘Şimdi ve gelecek için daha uygun bir çalışma hayatına liderlik etmek’ vizyonuyla 51 yıldır faaliyet yürüten PERYÖN (Türkiye İnsan İdaresi Derneği); işin ve istihdamın sürekliliği için başta İstanbul zelzelesi olmak üzere muhtemel afetlere hazırlıklı olunması ismine tekliflerini paylaştı.
PERYÖN Afet Sonrası Çalışma Grubu’nun düzenlediği, alanının uzmanı isimlerden oluşan müracaat konseyi üyelerinin katıldığı çalıştayın çıktılarına yer verilen açıklamada, yaşanılan zelzele felaketinden ne yazık ki çok acı deneyimlerle çıkıldığını belirterek, “Bu afetten alınan ders, ülkemiz zelzele bölgesinde bulunuyor olmasına rağmen binalarımızda olduğu üzere, afet sonrası kriz idaresine ait ön hazırlıklarımızın da tam olmadığını gösterdi. Afet sonrası kamu, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları çok süratli harekete geçmiş ve rehabilitasyon için acil adımlar atılmış olsa da, biliyoruz ki krizi güzel yönetmek lakin ona çok güzel hazırlanmış olmakla mümkündür” diye konuştu.
İçinde bulunduğumuz süreçte Kahramanmaraş Depremleri’nin izlerini silmek, afet bölgesinde hayatı ve işi olağana döndürmek, bölgedeki işgücünü korumak için elbirliğiyle çalışılması gerektiğinin altını çizen PERYÖN, üretim, sanayi ve ticarette yüzde 60’dan fazla hisseye sahip Marmara bölgesini etkilemesi öngörülen muhtemel İstanbul sarsıntısı başta olmak üzere ülkemizi afetlere hazırlamak zorunda olduklarını kaydetti.
PERYÖN mümkün afetlerde işin, üretimin ve istihdamın sürekliliğini sağlamak maksadıyla bugünden atılması gereken 13 adıma ait tekliflerini sıraladı:
1. İstanbul başta olmak üzere sarsıntı riski bulunan tüm bölgelerde yapı stoğunun süratle gözden geçirilmesi ve riskli binaların dönüştürülmesi,
2. İş yerlerinin ve sanayi tesislerinin zelzeleye dayanıklılığına yönelik envanter çıkarılması ve endüstride üretimin devamlılığını garanti altına almak için gerekli dönüştürme çalışmalarının yapılması,
3. Afet bölgesindeki organize sanayi bölgelerinde hasarlı bina olmaması, bilhassa riskli bölgelerdeki endüstrinin ve küçük işletmelerin betonarme olmayan, bu cins alt yapılı alanlarda daha çok yer alması gerektiğini göstermektedir. Bu kapsamda daha çok OSB kurulmasının teşvik edilmesi,
4. Binaların taban ve giriş katlarında yer alan işletmelere müsaade verilmemesi, mevcut işletmelerin bulunduğu binalar için gerekli denetimlerin yapılması,
5. Afet bölgeleri için hazırlanan acil durum planlarında lojistik süreçlerinin gerçek planlanması,
6. Bilhassa İstanbul üzere nüfus ağır bölgelerde mümkün afetlere hazırlıklı olunması için tüketim toplumundan üretim toplumuna geçişi destekleyecek biçimde bilhassa tarım yapabilecek imkânı olan ailelerin üretici pozisyonuna geçirilebilmeleri için özel teşvikler planlanması,
7. Siyasi bakış açısından uzak, ölçeklendirilmiş kooperatifçilik siyasetinin bugünden oluşturulması ve uygulamaya konması,
8. Şirketlerin yeni yatırımlarını Anadolu kentlerinde yapmaları için teşviklerin oluşturulması,
9. İşletmelerde afet idaresi ile ilgili eğitimlerin devreye alınması ve zarurî hale getirilmesi,
10. İlkokuldan başlamak üzere müfredata afet kurtarma ve ilkyardım eğitiminin dahil edilerek, yeni kuşakların bu şuurla büyümesinin sağlanması,
11. Yalnızca afet bölgesindeki değil, Türkiye’deki tüm işletmelerin var olan acil durum planlarını gözden geçirmeleri, yoksa da ivedilikle bu hazırlığı yapmaları,
12. Şirketlerin tümünün afet kriz idaresine ait, muhtemel her duruma hazırlıklı olunmasını sağlayacak alternatifli aksiyon planlarını gözden geçirmeleri, yoksa bu hazırlığı yapmaları, kamunun bu bahiste düzenlediği programlarla çalışma hayatına liderlik etmesi,
13. Harika periyotlarda uygulanacak süreçlerin süratlice devreye alınmasının yasal tanımlamalarının yapılması, kalıcı hale getirilmesi ve uygulamaların kolaylaştırılması.