Pembe Köşk’te doğan İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, anne ve babasının da yıllarca oturduğu köşkün bilinmeyenlerini anlattı, bugüne kadar kapalı tutulan odaları gezdirdi.
FOTOĞRAFLAR: Yavuz Alatan
Ankara’da o vakitler bir bağ konutu olan Pembe Köşk’te doğan İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, anne ve babasının da yıllarca oturduğu köşkün bilinmeyenlerini anlattı, bugüne kadar kapalı tutulan odaları gazetecilere gezdirdi.
Pembe Köşk’te İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü’nün yatak odası da aslına uygun biçimde düzenlenip birinci sefer açıldı.
Odanın duvarında yer alan “Allah’ın dediği olur” yazısı dikkat çekti.
Cibinlikli odayı, Mevhibe Hanım’ın şahsen işlediği kırlent yastıklar da süslüyor.
Özden Toker, Atatürk ile Pembe Köşk’teki anılarını şu sözlerle anlattı:
* 6-7 yaşında Atatürk ile birebir masada yemek yeme gururu nasip oldu. Bana büyüyünce ne olacağımı sormuştu, ‘Öğretmen’ deyince çok sevindi.
* Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu, Cumhuriyetin genç ve aydın kuşaklarını onların yetiştireceğini anlattı.
* Manevi kızı Dava de masadaydı, Dava, ‘Balerin olacağım’ yanıtını verince de güldü.
“AYNAYA BAKMADAN ÇIKMAYIN”
Atatürk’ün son derece bakımlı ve şık olduğunu, kalabalıkta bile çabucak fark edildiğini söyleyen Toker, şöyle devam etti:
* Bize ve gençlere kılık kıyafetinize dikkat edin’ tavsiyesinde bulunur meskenden çıkmadan evvel kesinlikle aynaya bakmamızı öğütlerdi.
Toker’in aslına uygun biçimde tekrar dizayn ettiği ve medyaya açtığı odalarda Atatürk ve İnönü periyodundan kalma çok sayıda nesne de bulunuyor.
Bunlar ortasında İsmet İnönü’nün Mevhibe Hanım’ı istemeye gittiğinde kendisine ikram edilen kahve fincanı da yer alıyor.
İsmet İnönü’nün 18 Ocak 1923’Te katıldığı İsviçre Lozan konferansındaki akşam yemeği menüsü de gün ışığına çıktı.
Menüde hayvar, konsome çorbası, alabalık, mareşal yolu dana madalyonu, taze enginar, mantarlı terbiyeli kekik, rivyera salatası, Montrö şeftalisi, şark tarzı buzlu ananas ve İzmir meyve tabağı bulunuyor.
ATATÜRK NEDEN BOŞANDI?
Özden Toker, gazetecilerin Atatürk ile Latife Hanım’ın neden boşandığına ait sorusunu da cevapladı:
“Latife Hanım aydın bir Türk bayanıydı, iki üç yabancı lisan biliyordu, kendisine özgüveni çok yüksekti. Atatürk’ün de benzeri özellikleri ve önder vasfı vardı. Evliliklerde bazen iki taraftan birinin ödün vermesi, alttan alması gerekir ki o beraberlik sürsün. Her iki taraf da ödünsüz ve güçlü karakter olunca yürümedi. Ben boşanma sonrası Latife Hanım’ın meskenine de gittim, duvarlarda Atatürk’ün çok sayıda fotoğrafı ve tablosu vardı. Ona olan hürmet ve sevgisi hiç azalmadı.”