Organize cürüm örgütü lideri Sedat Peker’in tezlerinde ismi geçen AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğl, yolsuzluk suçlamaları, milyon euroluk yat ve Ünsal Ban’a verdiği ileri sürülen 2.5 milyon dolarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Sedat Peker, eski Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban, onun boşanma basamağındaki eşi olan AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve eski Sermaye Piyasası Heyeti (SPK) Lideri Ali Fuat Tașkesenlioğlu hakkında bir dizi yolsuzluk tezi ortaya atmıştı.
Peker ayrıyeten Tașkesenlioğlu’nun boşanma basamağındaki eşi Ban’ın kendisine gönderdiği bir görüntüyü paylaşmıştı. Ban tarafından kayda alınan görüntüde Taşkesenlioğlu’nun elinde bıçak olduğu görülmüştü.
Taşkesenlioğlu o görüntüde söylediği, “Lanet olsun size de kazandığınız paraya da” sözündeki “siz”den kastının Ünsal Ban ve onun erkek kardeşi olduğunu söyledi: “O ikisi tüm kriminal işleri yaptılar. Kastettiğim benim abim değildi, çarpıttılar.”
“Abim Nisan 2021’de konutumuzu bastı, Ünsal’ın ismini kullanarak insanlardan para aldığını duymuş.”
Habertürk’ten Nagehan Alçı’ya konuşan Taşkesenlioğlu, SPK Başkanlığı yapan ağabeyinin ismi ile Ünsal Ban’ın borsada manipülasyon yaptığı ve Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile birlikte “içeriden öğrenenlerin ticareti” usulüyle büyük yasadışı paralar kazandığı savıyla ilgili şöyle konuştu:
“Abim Nisan 2021’de konutumuzu bastı, Ünsal’ın ismini kullanarak insanlardan para aldığını duymuş. İsmimi masalara meze ediyormuşsun, dedi. Bir daha da konuşmadı Ünsal’la, annemin cenazesinde dahi konuşmadı. Abim ile Ünsal Ban, o kriminal borsa işlerinde ortak değil. İnanın bana.”
Taşkesenlioğlu, Ban hakkındaki yolsuzluk savıyla ilgili de, “O tezleri sözlendikten sonra öğrendim, esasen bir birçoklarını sildirmişti, kayıtlarda yoktu, son süreçte yine dolanıma girdi suçlamalar. Benim öğrendiğim üniversite bütçesinden ikram almak üzere birkaç şeydi, nişanlanırken vazgeçme noktasına geldim fakat vazgeçemedim işte Nagehan Hanım, pişmanım” dedi.
“2.5 milyon doları Ünsal’a ofis alması için 2019’da verdim. Ben siyasetin yanında işkadınıyım.”
Zehra Taşkesenlioğlu boşanma sürecinde Ban’a verdiği 2.5 milyon doları talep etmesiyle ilgili ise şunları söyledi: “2.5 milyon doları Ünsal’a ofis alması için 2019’da verdim. O vakit TL karşılığı bugünkü üzere değildi, 10-11 milyon TL idi. Ben siyasetin yanı sıra bir işkadınıyım. Bu sayıları bir iş insanı verebilir. Bakın evliliğimizde birinci bir sene her şey çok uygundu, benim ayağım yerden kesilmiş üzereydi. O ruh hali ile bana ‘Şirketini sürücüye devret, esasen milletvekilisin, ilgi üzerinde’ deyince bunu sorgulamadım. Ünsal biz evlenirken ‘Benim ABD’de Yağlıdere sistemi ile götürdüğüm 3.5-4 kg altınım var’ diyordu.”
“Biz başörtülü hanımlar için tekne mahremiyet yaşatan bir olay, bayan kaptan bulunca özgür olursunuz Nagehan Hanım, istediğiniz yerde denize girersiniz. Milyonlarca euroluk tekneyi alırken bana haber vermedi.”
Taşkesenlioğlu, yat argümanlarıyla ilgili olarak da, şunları kaydetti:
“2019’da yeni evlenmiştik, babası vefat etti. 10 gün sonra Atina’ya tatile gittik. Dönünce ‘Ben sana yat alayım’ dedi. Biz başörtülü hanımlar için tekne mahremiyet yaşatan bir olay, bayan kaptan bulunca özgür olursunuz Nagehan Hanım, istediğiniz yerde denize girersiniz. Birinci olarak 1 milyon 750 bin TL kıymetinde yat aldık, Bodrum’daydı. Lakin astarı yüzünden değerli oluyor, liman vergisi, kaptan vs… Geçen sene sattık onu.
(Temmuz ayında alınan milyonlarca euro bedelindeki yat) O çok kıymetli tekneyi alırken bana hiç haber vermedi. Zati ben artık boşanma kademesine gelmişim neden bu türlü bir yat almasını isteyeyim Nagehan Hanım? Benim o kadar paradan haberim yok.”
“Kendi yağında kavrulan birisiydim. Bankada 2.5 kilo altınım var, o kadar.”
Taşkesenlioğlu şöyle devam etti: ‘Çoluğum, çocuğum yok, bir annem vardı, onu da kaybettim. Benim o denli fazla bir paraya gereksinimim yok ki Nagehan Hanım. Kendi yağında kavrulan birisiydim. Bankada 2.5 kilo altınım var, o kadar. İnanın, bu 2.5 kilo altın dışında hiçbir servetim yok Nagehan Hanım. Fakat gözüm parada değil. Bana bu kadar ağır iftiraların altında kalmak çok ağır geliyor. Artık kime inanacağımı, ne düşüneceğimi bilemez hale geldim. Karşıma çıkan her bayana ‘Acaba kocaları onlara benim yaşadıklarımı yaşatır mıydı? Bunlar neden benim başıma geldi?’ diye soruyorum.”