Gezi Parkı olayları sırasında göstericilere elindeki palayla saldıran ve “Palalı Sabri” olarak da bilinen Sabri Çelebi ve 10 şüpheli hakkında Fas-İstanbul arasında “fuhuş hattı” kurduğu iddiasıyla 2 yıldan 248 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi.
İddianamede düzenlenen operasyonda fuhşa zorlandığı iddia edilen 62 yabancı uyruklu kadın kurtarıldığı belirtildi.
Pasaportlarına el koyup, para karşılığı cinsel ilişkiye zorladılar
Sabri Çelebi liderliğindeki suç örgütünün Beşiktaş ve Beyoğlu’nda gece kulüplerinde yabancı uyruklu kadınları zorla çalıştırdıkları, bu kadınların pasaportlarına el koyarak bir yerleşkede zorla tutup buradan özel araçlarla gece kulüplerine götürdükleri, konsomatrislik ve para karşılığında cinsel ilişkiye zorladıkları kaydedildi.
Çeşitli suçlardan hakkında 15 ayrı yakalama emrinin bulunduğu belirtilen Sabri Çelebi’nin, hakkında çıkan yakalama emirlerinden dolayı yurt dışına kaçtığı kaydedildi.
104 yıldan 248 yıla kadar hapis istemi
İddianamede, Sabri Çelebi, Mehmet Emin Çelebi ve Müslüm Çelebi’nin ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘insan ticareti yapma’ ve ‘bir kimseyi fuhşa teşvik etme veya yaptırma veya aracılık etme veya yer temin etme’ suçlarından toplamda 104 yıldan 248 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilirken, diğer sanıkların da farklı suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi.
İki sanık firari
Dava ile ilgili bugün İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, 5 tutuklu 3 tutuksuz sanık ile bir mağdur kadın hazır bulundu.
Sabri ve Müslüm Çelebi’nin firari olduğu davanın duruşmasında taraf avukatları da yer aldı.
Suçlamaları kabul etmedi
Firari sanık Sabri Çelebi’nin ağabeyi Hüseyin Çelebi duruşmadaki savunmasında, “Hakkımdaki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben 2015 yılında devlet memurluğuna geçiş yaptım. Zaten son birkaç yıldır Sabri ile aram açık olduğu için görüşmüyordum. Dubai de olduğunu biliyorum ancak açık adresini bilmiyorum. Sanıklardan Mehmet Emin Çelebi ve Müslüm Çelebi akrabam ve kardeşimdir.
“İki kız çocuğum var”
Mesai saatlerinden sonra söz konusu restorana zaman zaman gidip çay içip sohbet ettiğim olmuştur. Ailenin en büyüğü olmam ve işletmeyle ilgili tecrübelerimden dolayı zaman zaman beni arayıp bilgi sorarlardı. Ben illegal hiçbir faaliyet içerisinde bulunmadım. Silah taşıma gibi bir gereksinimim hiç olmadı. Ben yüksek lisans öğrencisiyim iki kız çocuğum var. Fuhuşla itham edilmek onları da yaralıyor. Ben o saatlerde ya evimde uyuyorum ya da vazifemin başındayım. Kardeşlerim olan sanıkların zaten bana talimat verme gibi bir durumları olamaz.” dedi.
“Üzerime atılan iftiralar çok ağır”
Söz konusu kulübün işletmecisi olan ve ‘Palalı Sabri’ olarak bilinen sanığın kardeşi tutuklu sanıklardan Mehmet Emin Çelebi ise “Ben soruşturmanın başladığı tarihte zaten cezaevindeydim. 3 Temmuz 2020’de tahliye oldum ama bu soruşturma başlamıştı. Üzerime atılan iftiralar çok ağır. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben şirket bünyesindeki bir gece kulübünde işletmeci olarak çalışıyorum. Şirket ortaklığım yoktur. Cezaevinden çıktığımdan beri gece kulübünün faal olduğu her gün orada çalıştım. Diğer işletmeler de bize aittir. Doğrudan sorumluluğum altında olmamakla birlikte zaman zaman diğer işletmelerdeki toplantılara da katılıyorum.
“Bizi boy boy fuhuşla itham ettiler”
Kulüpte komi ve garson hizmetimiz vardı ancak konsomatris hizmetimiz yok. İşletmemiz gece 12 gibi açılır, müşteriler masalarına geçer. Gecenin ortalarında 15 dakika sahne şovu sergilenir, erkek-kadın karışıktır bu şovda. Türk çalışmamasının nedeni, mekanda müşterilerimiz bu durumdan rahatsız oldu. Çalışan kadınların bir kısmı yabancı uyrukluydu bunların pasaportuna el konulması söz konusu değildir. Fuhuş iddiası da doğru değildir. Bununla yargılanmak çok ağır. Bize bu iftirayı attılar. Bizi boy boy fuhuşla itham ettiler televizyonlarda. Biz böyle insanlar değiliz.” diye konuştu.
“Herhangi bir yerde zorla tutulmadım”
Gece kulübünde zorla fuhuş yapmaya zorlandığı iddia edilen Fas uyruklu Ahlam Oudra emniyetteki ifadesinde fuhşa zorlandığını, bilmediği otellere götürüldüğünü darbedilip, pasaportuna el konulduğunu söylemişti.
Duruşmada bu ifadesini değiştiren mağdure Oudra, “Dört yıldır Türkiye’de yaşıyorum, Ben Oper isimli mekanda çalışmadım. Kimseden şikayetçi olmadım. Herhangi bir yerde zorla tutulmadım. Fuhuş yapmam için de zorlayan kimse olmadı. Sanıklardan hiçbirini tanımıyorum. Emniyetteki ifadeler benim ifadem değil, ancak imza bana ait.” dedi.
Ertelendi
Ara kararını açıklayan mahkeme, firari sanıklar Müslüm Çelebi ile Sabri Çelebi hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamına karar verdi.
DHA’nın haberine göre duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.