İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda verilen kararda, Cizdam’ın 3 Mart’ta saat 01.10 sıralarında Beşiktaş’taki bir otel odasının terasından düşerek hayatını yitirdiği belirtildi.
Otelde konaklayan Özgür Aydoğan ile Cizdam’ın dini nikahlı oldukları aktarılan kararda, Cizdam’ın düşme anına ait bir kamera kaydının bulunmadığı kaydedildi.
Takipsizlik kararında Cizdam ve kuşkulu Aydoğan’ın otel odasına girmeden evvel ortalarında bir arbede yaşanmış olmasının, düşmenin ölenin kendi aksiyonuna bağlı olarak mı yoksa şüphelinin hareketine bağlı olarak mı gerçekleştiği konusunda kuşku uyandırdığına işaret edildi.
Bu olayda var olan kuşkunun ortadan kaldırılmasının ölenin haklarının korunmasının yanında kuşkulu açısından da kıymet taşıdığına vurgu yapılan kararda, “Yaşanan olayda bir kusuru olmaması halinde kuşkulu, hayat arkadaşını kaybetmesi yanında soruşturma geçirerek manevi manada güç bir durumla karşı karşıya kalmıştır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Düşme başlangıç anını gösteren bir kamera kaydının bulunmadığı söz edilen kararda, bu durum karşısında olayın aydınlatılmasının şahit ve maddi kanıtların kıymetlendirilmesi ile mümkün olacağı kaydedildi.
ŞÜPHELİNİN İFADESİ
Kararda sözüne yer verilen Aydoğan, Cizdam ile bir gece kulübüne gittiklerini, alkol aldıklarını belirterek ortalarında tartışma çıkması üzerine otele döndüklerini, Cizdam’ın odaya girmek istemediği için kendisini yere bıraktığını anlattı.
Odanın anahtarını ararken kendisine vurmaya çalışan “hayat arkadaşını” odaya götürdüğünü belirten Aydoğan, Cizdam’ın elini yüzünü yıkadıktan sonra sigara içmek için terasa çıktığını söyledi.
Cizdam’ın da teras devamındaki çatı kısmına çıktığını anlatan Aydoğan, “Ne yapıyorsun?” diye sorduğunda hayat arkadaşının kendisine döndüğünü ve adım atarken istikrarını kaybederek düştüğünü aktardı.
OTOPSİ RAPORU
Otopsi sonucuna nazaran, Cizdam’ın yüksekten düşme sonrasında oluşan travmatik değişimler dışında öteki bir mevt nedeni olmadığı aktarılan kararda, otel odası içerisinde açık bir boğuşma izinin olmaması, cam korkuluğun bir kişinin kendi isteği dışında çatı uzantısına götürülmesine mahzur boyutta olduğu kaydedildi.
Takipsizlik kararında, “Ölenin odaya girdikten sonra ayağındaki çizmeleri çıkarıp balkona çıktığı sonrasında teras köşesindeki oturma yerinden istifade edip cam korkuluğu aşıp terasın çatı kısmına ulaştığı, burada bulunurken kendisi üzere terasa çıkan Özgür Aydoğan’ın seslenmesi üzerine ona bakarken alkol ve uyuşturucu tesirinde istikrarını kaybedip çatıdan düşerek ömrünü kaybettiği anlaşılmıştır.” sözü kullanıldı.