T24 müellifi Tolga Şardan, Sedat Peker’e basın açıklamalarında dayanak veren Emre Olur’un polis sorgusundan yola çıkarak birtakım noktaların açıklığa kavuşturulması gerektiğini yazdı. Şardan’a nazaran, Olur’un bulunduğu yerde rahat olmadığını söylediği Peker için işler pek de istediği üzere gitmeyecek. Polis tutanaklarında Emre Olur’un özgeçmişinin olmayışına değinen Şardan, “Olur’un Emniyet Siber Kabahatler Dairesi’nde ne iş yaptığı, o ünitenin kumpas teşebbüslerine katkısının olup olmadığı ve kız arkadaşının MHP’nin takviyesi ile üniversiteye girişi konusunda kendisine hiç soru sorulmamış olmasına” dikkat çekti.
Tolga Şardan’ın “Emre Olur ne anlatmak istiyor?” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Peker’in iktidara yönelik tezlerini ve Olur’un bir küme gazeteciyle olan diyaloglarını bir tarafa bırakıp Olur’un sözünden öne çıkan kısımlara bakmakta yarar var.
Öncelikle şunu belirteyim. İstanbul Emniyeti’nce hazırlanan söz tutanağında Olur’un özgeçmişiyle ilgili kısım olmaması dikkat cazip. Bu uygulama kasıtlı mı yapıldı bilmiyorum fakat, bir olayla irtibatlı olarak gözaltına alınan şüphelilerin tabir tutanağında kesinlikle özgeçmiş kısmı vardır.
Bu kısım, tabirine başvurulan şüphelinin kendisi, ailesi, mesleği, eğitimi, ailevi durumu üzere özet özel bilgiler içerir.
Olur’un sözüne bakıldığında bu kısmın olmaması, şüphelinin geçmişiyle ilgili kimi bilgilerin ortaya çıkmasının ve tartışılmasının engellenmesi niyetini ortaya koyabilir.
Zira söze bakıldığında Olur’un emniyet teşkilatıyla bir yakınlığını gösteren emare var.
Olur, sözünün bir kısmında Ankara’da Emniyet’in Siber Cürümlerle Gayret Ünitesi’nde bulunduğunu ve şube müdürüyle temasta olduğunu anlatıyor. Gazeteci Barış Pehlivan bu durumu katıldığı bir televizyon programında gündeme getirdi.
Olur’un özgeçmişinin olmaması, şüphelinin hangi münasebet ile siber kabahatlerle çaba ünitesinde bulunduğunun anlaşılmasını olanaksız kılıyor. Halbuki, polisin şüpheliye bu mevzuda soru sorması ve ortaya çıkan yeni durumu aydınlatması gerekirdi.
Bilişim uzmanı olduğunu söz eden Olur, neden emniyetin siber hatalarla uğraş ünitesinde? Tıpkı sözden anlaşılıyor ki; siber hatalardaki şube müdürünün direktifi ile öbür bir bireye yönelik kumpas kurulmasına katkı sağlıyor.
Başka kimlere böylesi kumpaslar kurulup kurulmadığı istikametinde polisin rastgele bir sorgusu yok! Meğer bir kabahat soruşturmasında şüphelinin, kendisinin ayrıca olaylara katıldığını ya da bilgisinin bulunduğunu itiraf etmesi halinde ortaya çıkan yeni gelişmelerle ilgili soruların da yöneltilmesi polisin çalışma prensibidir.
* * *
Olur, tabirinde Ocak 2020’de o periyot kız arkadaşının üniversiteye kaydını yaptırmak için Kuzey Makedonya’nın Gostivar kentine gittiğini anlattı. Burada enteresan bir ipucu verdi.
Kız arkadaşının Memleketler arası Vizyon Üniversitesi’ne kaydının Milliyetçi Hareket Partisi’nin referansı ile yapıldığını belirtti. Olur’un MHP’deki referansı kim? Neden referans olundu?
Buna rağmen, polisin Olur’un referans irtibatını da sorgulamadığı söz metninden anlaşıyor.
Tam karşıtı, Olur muhalefetten bir siyasi dayanak aldığını açıklasaydı sonuç nasıl olurdu sanki?
* * *
Başka bir dikkat çeken mevzu: Olur’un gelir ve geçim kaynağı.
Olur, tabirinde en son Ocak 2019’da sigortasız olarak Beyaz TV’de çalışırken maaş aldığını vurguladı. İki yıldır iş arayışında bulunduğunu, geçiminin kaynağını ailesinden gelen para olduğunu anlattı.
Bu ortada Beyaz TV’nin, vazifeden el çektirilen eski Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in sahibi olduğunu anımsatayım.
Olur, uzun müddet Kuzey Makedonya’da Üsküp ve Gostivar’da stüdyo daire kiralayıp yaşadığını açıkladı, sözünde. Burada rastgele bir işte çalışmadığını anlatan Olur, sonrasında da vizesinin bitmesine kısa müddet kala Abu Dabi’ye 14 günlük tatil planlaması yaptı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti, ucuz olduğunu görüp iki yeni cep telefonu aldı.
Ve Olur, bu harcamaları maaşsız ve iş arayışı olduğu periyotta yaptı. Gelir kaynağı, tekrar kendi tabirine nazaran ailesinden gelen para ve orta sıra Sedat Peker’in verdiği 1000 Euro’luk cep harçlığı idi.
Aylık 8 bin lira geliri olduğunu açıklayan Olur’un özgeçmişi sözde yer almadığı için geliri ile harcamaları ortasındaki istikrar konusunda kesin bir yargıya varmak mümkün değil maalesef.
* * *
Bir de Olur’un Peker’le tanışma süreci var elbette. Sürecin geçmişi pek bilinmiyordu. Olur’un tabiriyle Peker’le nasıl tanıştığı ve sonrasında yaşananları öğrenme imkânı oldu.
İfadesinde Olur, Peker’le tanışmasını anlatırken, cürüm örgütü önderinin Türkiye’nin çeşitli vilayet ve ilçelerinde yaptığı mitinglerine katıldığını ve fotoğraf çektirdiği söyledi. Bu sırada kendisi ile beş dakika kadar hâl hatır sormayla tanışıklığının başladığını aktaran Olur, birkaç sefer yüz yüze görüştüğünü belirtti.
Peker’in Üsküp’e geldiği devirde kendisiyle görüştüğünü anlatan Olur, 2020’nin son aylarında Peker’in yanında çalıştığını kaydetti. Bu devirde Peker’le birlikte Karadağ’da olduğunu söyleyen Olur, maaş değil lakin jest olarak Peker’in kendisine harçlık verdiğini açıkladı.
Daha sonra Kuzey Makedonya’ya döndükten sonra bir müddet daha Peker’in yanında çalıştığını belirten Olur, Peker’in yanında kaldığı periyotta çay – kahve getir götür işlerini yaptığı söyledi.
Ancak Olur’un BAE’ye giderek Peker’le buluşmasındaki bahislere bakıldığında, sürecin enteresan bir hale evrildiği görülüyor.
Aralarında geçen sohbetlerin konusu BAE’de Peker’e yönelik uygulanan dijital tecrit, Peker ismine açılan geçersiz hesaplara yönelik yapılabilecek süreçlerdi.
Ayrıca Olur, tabirinde kimi vakit Peker’in toplumsal paylaşım iletilerini WhatsApp üzerinden metin olarak gönderdiğini, sonrasında da kendi hesabından yayımladığını anlatırken şöyle dedi:
‘Çünkü kendisinin dijital tecrit altında olduğunu paylaşım, beğeni yapamadığını, yaptığı takdirde deport edileceğini, kendisinin bu kelamlarını benim toplumsal medya hesabımdan yayınlanmamı rica etti. Ben de kabul ettim. Bu paylaşımlardan dolayı rastgele bir maddi menfaatim yoktur. Büsbütün çocukluğumdan beri Sedat Peker’e olan hayranlığımdan dolayı, sayıp sevdiğimden dolayı kabul ettim.’
* * *
Sedat Peker’in özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki argümanlarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca araştırıldığını anımsatayım. Başsavcılık bünyesindeki Parlamenterler Ofisi, hala soruşturmaya devam ediyor. Soruşturmanın akıbeti şimdi belirli değil.
Yazıyı Peker’in iktidarla ilgili tezlerinden bağımsız olarak kaleme aldım. Hedefim, ismi çok tartışılan Emre Olur’un profilini ortaya koymak.
İktidar yanlısı ve Gökçek Ailesi’nin sahibi olduğu Beyaz TV geçmişi, Emniyet’in siber hatalarla gayret ünitesiyle kurduğu ilişki, aile geçmişinin bilinememesi, gelir ve harcama istikrarındaki farklılıklar Olur hakkında soru işaretlerine neden oluyor.
Bu ortada Olur’un anlatımlarından Peker’in bulunduğu yerde rahat olmadığı anlaşılıyor. Peker’le yakın vakitte en son görüşen şahıslardan Olur’un aktardığı bilgiler, önümüzdeki sürecin Peker’in istediği üzere yürümeyeceğinin sinyallerini veriyor.
Hele ki Olur üzere bilişim işlerinden epey güzel anlayan tanıdığını yitiren Peker’in yakın gelecekte bildirilerini vermekte zorlanacağını söylemek yanlış olmaz. Peker’in yeni bir Olur bulması vakit alacağı üzere kamuoyunu bilgilendirmesi de güçleşecek.” (YAZININ TAMAMI)