Hiç bir kağıdın yandığını izleyip kendinize “Dünya atmosferinde oksijen olmasaydı bu mümkün olabilir miydi?” diye sordunuz mu?
Ya da belki de, “Komşu gezegenimizin oksijeni tükenmiş atmosferinde ateş yakmak mümkün olmayacağına göre, insanlar Mars’ta nasıl yaşamayı planlıyor?” diye düşündünüz mü?
Kendinize bunun gibi bir soru sorduysanız, o zaman doğru içeriğe bakıyorsunuz, çünkü bu yaygın sorunun ardındaki ayrıntılara daha yakından bakacağız.
Ateş nedir
Bir kamp ateşinin yanında oturup yanan ateşe bakarken, ateşin doğası üzerine kafa yormuş olabilirsiniz. Ateş neden bu kadar çekici? Bu alevler neyden yapılmıştır ve neden farklı renkleri vardır?…
Ateş, gezegendeki diğer tüm varlıklar gibi kimyasal bir bileşime ve dolayısıyla kimyasal bir formüle sahip midir?
Umarım bu çok hayal kırıklığı yaratmaz, ama yangının kendisinin benzersiz bir kimyasal formülü yoktur . Ateş, yaygın olarak yanma olarak bilinen kimyasal reaksiyonun sonucundan başka bir şey değildir.
Oksijenin ateş için önemi
Yangının iki ana bileşeni yakıt ve oksitleyici maddedir. Yakıt, elektron kaybeden veya oksijen atomlarını kabul eden bir maddedir, oksitleyici ise bu oksijen atomlarını sağlayan veya elektronları kabul eden bir malzemedir.
Elektronları oksitleyici faktörden yakıta aktarma işlemi, temel olarak yanmayı oluşturan oksidasyon olarak bilinir.
En yaygın oksitleyici faktörlerden biri, öncelikle gezegendeki göreceli bolluğu ve en dış kabuğundaki iki değerlik elektronu nedeniyle oksijendir.
Ancak oksijen, etraftaki tek oksitleyici faktör değildir. Alevler, yangının görünen kısmıdır ve esas olarak karbondioksit, su buharı, oksijen, azot ve uçucu kül gibi gazlardan oluşur.
Bir ateşin rengi, neyin yakıldığıyla ilgili birçok bilgi sağlayabilir. Farklı elementlerin yanması sonucu oluşan ışık, farklı dalga boylarında ortaya çıkar ve bu nedenle gözümüze farklı renkler olarak görünür. Analitik bir kimyager, alevlerinin renginden bir bileşiği kolayca tespit edebilir.
Ateş için oksijen şart mı
Daha önce de söylediğimiz gibi; oksijen, yanma reaksiyonunda oksitleyici rolü oynar, ancak bu rolü kopyalayabilen herhangi bir kimyasal tür de oksijenin yaptığını yapabilir.
Örneğin, flor ve klor mükemmel oksitleyicilerdir. Karbon triklorür gibi reaktif metal olmayanları içeren bileşikler, oksijen yokluğunda metalleri yakabilir.
Floropolimerler, örneğin magnezyum/Teflon/Viton, metalik yakıtların oksitleyicisi olarak flor sağlamak için kullanılmaktadır.
Brom ve iyot gibi diğer halojenler de oksitleyici maddeler olarak işlev görebilir, ancak büyük boyutları nedeniyle daha az etkilidirler.
Oksijen, bolluğu ve verimliliği nedeniyle ateşin yanması da dahil olmak üzere birçok süreç için Dünya gezegeninde birincil öneme sahip olmaya devam ediyor.
Son 1 milyon yıldır, atmosferik oksijen seviyeleri düşüyor, ancak neyse ki, Dünya’daki yaşam için önemli herhangi bir sorunu tetikleyecek kadar değil.