Hürriyetçi Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası (Hürriyetçi Eğitim-Sen), Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yine düzenlenmesini ve uzmanlık imtihanının iptal edilmesini isteyerek, “Bize nazaran öğretmenler çapulcu değil tersine hırsız, arsızı bilen ve yeni kuşaklara öğretendir, öğretmen ders verendir. Hürriyetçi Eğitim Sen olarak öğretmenlik sıfatı dışındaki bütün unvanları reddediyoruz” açıklaması yaptı.
Hürriyetçi Eğitim-Sen üyeleri, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu protesto etmek ve kanunun iptali için toplanan dilekçeleri Ulusal Eğitim Bakanlığı’na vermek için Ankara’da buluştu.
Sendika üyeleri, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın karşısında bulunan Meşrutiyet Caddesi’nde basın açıklamalarını yapmalarının akabinde; polisin daima birlikte yürümelerine müsaade vermeyişiyle kümeler halinde Ulusal Eğitim Bakanlığı’na giderek dilekçelerini teslim etti.
Basın açıklamasını okuyan Sendika Genel Lideri Levent Kuruoğlu, şunları söyledi:
“Bugün buraya yere düşen mesleksel prestijimizi yerden kaldırmaya geldik. Günlerdir öğretmenlerin yükselen feryatlarını duymayan adeta sağır ve dilsiz olan Ulusal Eğitim Bakanlığı’na sesimizi duyurmaya geldik. Peygamber mesleğini icra eden meslektaşlarımıza boş öğretmenler deme gafletinde bulunan kelamım ona köşe müellifine fiyatsız ders vermeye geldik. Kısacası bu ülkeyi yöneten siyasetçileri de yetiştiren irfan ordusu ismine sesimizi duyurmaya, hakkımız: almaya geldik.
“Öğretmenlerin çalışma kaidelerini güzelleştirmekten uzak, bilakis çalışma barışını bozan bu kanun ivedilikle revize edilmelidir”
Yaklaşık bir milyon öğretmeni ilgilendiren Öğretmenlik Meslek Kanunu 12 husus ve süreksiz bir husus olmak üzere toplam 13 unsurdan ve yalnızca bir buçuk sayfadan oluşmaktadır. Kanun o kadar çabuk çıkarılmıştır ki paydaşların görüşü alınmamış, çalakalem yazılan kanun metninde biçimsel bir bütünlük dahi bulunmamaktadır. Kanunun kapsamı meslek basamakları imtihanı ve 3600 ek gösterge düzenlemesinden ibarettir. Öğretmenlerin 60 yıllık hasretini sona erdirmekle övünen Bakanlık bu kanunda eğitim çalışanlarına şiddetle ilgili hiçbir düzenleme getirmemiştir.
Eğitim çalışanlarının tamamının maaşlarının iyileştirilmemesi, maaş güzelleştirmesinin ise imtihan kaidesine dayanması, mülakat garabetini ortadan kaldırmayan, kontratlı öğretmenliğin ele alınmadığı, liyakate dayalı bir yönetici atama sistemi getirmeyen kısacası öğretmenlerin çalışma kaidelerini güzelleştirmekten uzak bilakis çalışma barışını bozan bu kanun, paydaşların görüşü alınarak acilen revize edilmelidir. Meslek basamakları imtihanına müracaat yapan 604 bin meslektaşımızın ortak noktası içinde bulundukları ekonomik darboğazdır.
“Öğretmenler çapulcu değildir”
Öğretmenin kendini geliştirebileceği, çağın kaidelerine uygun yeni imkanları sağlaması gereken ulusal eğitim bakanlığı, nitelik, içerik ve akademik olarak tam bir garabet olan 180 ve 240 saatlik görüntülerle öğretmenin gelişim sağlayacağını zannediyorsa nitekim eğitimden de öğretmenlik mesleğinden de anlamıyor demektir. Bakanın öncelikli misyonu öğretmenleri bu ekonomik darboğazdan kurtarmakken, kendi sürücüsünü şube müdürü yapmakta, sarı sendikaların mensuplarına 76. husustan koltuk dağıtmaktadır. Öğretmenler odasında başöğretmen, uzman öğretmen, öğretmen, aday öğretmen, kontratlı öğretmen ve fiyatlı öğretmen olmak üzere tıpkı işi yapan altı farklı statüde öğretmen istihdam modeli kabul edilemez. Dün itibariyle bu altı öğretmen modeline bir yenisi eklenmiştir. Çapulcu öğretmen… Bize nazaran öğretmenler çapulcu değil aksine hırsız, arsızı bilen ve yeni kuşaklara öğretendir, öğretmen ders verendir. Hürriyetçi Eğitim Sen olarak öğretmenlik sıfatı dışındaki bütün unvanları reddediyoruz. Bize nazaran başöğretmen tektir, o da bizlere ‘Fikri hür, Vicdanı hür, irfanı hür’ kuşaklar yetiştirme misyonunu veren Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’tür.
“Bozduğunuz çalışma barışını tekrar tesis edin, öğretmenlere huzur verin”
Tam bir havanda su dövme siyaseti olan öğretmenlik meslek kanununu hala eğitimciler için dört başı mamur bir reçete üzere takdim ederek, öğretmenlerin hudut katsayısını yükseltenleri buradan uyarıyoruz. Bu imtihanı derhal iptal edin. Öğretmenlerin ekonomik koşullarını hemen güzelleştirin. Bozduğunuz çalışma barışını yine tesis edin. Kısacası öğretmenlere huzur verin.” (ANKA)