Türkiye’nin dört bir yanından dün Ankara’ya gelen ve Ulusal Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde öğle saatlerinde basın açıklaması yapmak isteyen özel dal öğretmenlerine polis müsaade vermedi. Basın açıklaması ve hareket yapmanın demokratik bir hak olduğunu söyleyen öğretmenler, yürüyerek MEB’in önüne gittikleri sırada polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.
Aralarında bebekli ailelerinde bulunduğu öğretmenler kümesine biber gazı sıkıldı. 6 öğretmen ve 3 avukatın içinde bulunduğu 9 kişi darp edilerek gözaltına alınıp sonrasında özgür bırakıldı. Aksiyona katılanlardan Özel Kesim Öğretmenleri Sendikası Genel Lideri Eren Edebali, yaşadıkları süreci Cumhuriyet TV‘ye anlattı.
“YÜZBİNLERCE ÖĞRETMEN MİNİMUM FİYATLA ÇALIŞIYOR”
2014 yılında kaldırılan taban maaş hakkının geri getirilmesini talep ettiklerini söyleyen Edebali, kelamlarına şu biçimde devam etti:
Bizim 2014 yılında Özel Öğretim Kurumları Kanunu’ndan kaldırılan bir hakkımız var. Bu hak; taban maaş hakkı. Bu şu demek; özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler, kamuda çalışan öğretmenlerden daha az fiyat alamaz. Bunu 2014 yılında kaldırdılar. Bu ne demek oluyor? Yüzbinlerce özel bölümde çalışan öğretmenin taban fiyatla çalıştırılması demek oluyor.
Bugün artan özel öğretimin kurumları sayısı, bu alanda daha fazla kar elde edebileceğini düşünen sermaye sahiplerinin kurum açmaları vs. birileri açısından daha fazla kar gerektirdiği için, taban fiyatla çalışan öğretmen sayısı artıyor. Ellerinde bu türlü bir talih varken kurum sahipleri de bunu kullanıyorlar.
“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”
Bizde bu taban maaş uygulamasının tekrar geri getirilmesi gerektiğini istedik. Dün Ankara’da farklı kentlerden gelen binlerce öğretmen arkadaşımız geldi. Önce TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi binasında toplanan öğretmenler ile bir toplantı gerçekleştirdik. Aktiflik başlamadan evvel, polisler bize diğer bir programımız olup olmadığını sordu. Bizde kontratlarımız bakanlık tarafından onandığı için, Ulusal Eğitim Bakanlığı önünde de basın açıklaması yapacağımızı söyledik.
Emniyet yetkilileri bize bunun müsaadesiz ve mümkün olmadığını söyledi. Bizlerde bunun demokratik bir hak olduğunu söyledik. Uslüpleri ve yaklaşımları çok sert, diyalogtan uzaktı. Sizinde gördüğünüz üzere aslında çalışma koşullarımızı düzenleyecek haklı bir talebimiz vardı. Biber gazıyla müdahale edildi, yanımızda bebekli arkadaşlarımız vardı. 6 öğretmen ve 3 avukat arkadaşımız gözaltına alındı, sonra hür bırakıldı. Kabahat duyurusunda bulunacağız. Bununla ilgili sendikamız da cürüm duyurusunda bulunacaktır.
“YOKSULLUK SONU 22 BİN LİRA, ÖĞRETMENE 5 BİN 500 LİRA VERİYORSUNUZ”
Özel ve kamu bölümünde çalışan öğretmenlerin eşit kaidelerde çalışması ve eşit fiyat alması gerektiğini tabir eden Edebali, “Biz ütopik bir şeyden bahsetmiyoruz. 2014 yılına kadar var olan bir haktan bahsediyoruz. Açlık hududu yaklaşık 7 bin lira, yoksulluk hududu 22 bin lira olmuş. Öğretmene 5 bin 500 lira veriyorsunuz. Öğretmeni haftanın 50-60 saati çalıştırıyorsunuz. Kursiyerler öğretmenleri, öğretmen olarak çalıştırmıyorsunuz. Öğretmenleri 10 aylı mukaveleler ile çalıştırıyorsunuz, yaz aylarında maaş ve sigorta primlerini yatırmamak için bunu yapıyorsunuz. Zorla istifaya sürüklüyor, peşinden istifa dilekçesi imzalatıyorsunuz. Muhakkak müddetli kontratlarla 12 aylık emekçi üzere çalıştırıyorsunuz ve bunları resmi tabelasında Ulusal Eğitim Bakanlığı yazan kurumlarda yapıyorsunuz. Öğretmenler gününde de ‘Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun’ diye bildiri atıyorsunuz. Bunu biz gerçek bulmuyoruz, samimi gelmiyor. Çabamızı devam ettireceğiz. Meclis’ten tekrardan taban maaş hakkını geçirmeleri çok kolay. Öğretmenleri minimum fiyatla çalıştıramazlar” tabirlerini kullandı.