◊ “O Kız” dizisi yayınlandığı birinci günden bu yana büyük ilgi görüyor… Siz dizinin senaryosunu birinci okuduğunuzda ne hissettiniz? Bu türlü bir projede yer almak size ne hissettiriyor?
– Senaryoyu okuduğumda çok sıradan insanların öyküsünü gördüm. Fakirlik ve imkansızlığın, kendi dünyalarında yaşayan insanların sıradan ömürleri ve öteki tarafta tam zıttı bir hayat.
Modern dünyanın imkanlarını fırsata çevirebilmiş beşerler. Çok senaryo okuduğumuz için mesleksel deformasyona uğruyoruz. Yani işi beğeniyorsunuz lakin fiyat mı tutmaz mı bunu artık kestiremiyorsunuz. Ben de genelde en yakınımdaki aile fertlerime okutuyorum. Onlar daha heyecanlı ve nötr bakabiliyorlar.
Ama her şeyden evvel altı yıllık Almanya maceramdan sonra bu türlü kaliteli bir işte olmak bana doğal ki keyif veriyor. “O Kız” kitlesini bulmuş ve gayeye varacak bir konum almıştır.
KARAKTERİMLE YAŞARIM
◊ Oyunculuğunuzla her hafta büyük beğeni topluyorsunuz. Kimi sahneleri adeta yaşıyorsunuz. Sahnelere nasıl hazırlanıyorsunuz?
– Her şeyden evvel mesleğimi severek yapıyorum. Karakterin kendisi olmayı seviyorum. Onu solumayı, onu iliklerine kadar vücudumda yaşatmayı seviyorum… Aktör özelinde de samimi bir insansa bu oyunculuğunuza da yansır. Poz vermek değildir as olan.
Karakterin ta kendisi olmaktır. Rolüme çoklukla içsel çalışırım, başımda oynarım ona yükselirim, başımda onlarca defa onu kılıktan kılığa sokarım. Yani karakterimle yaşarım. Ta ki onu istediğim hale sokana kadar.
◊ O vakit hayat verdiğiniz Fevzi karakterini bir de sizden dinleyelim…
– Fevzi hayatını rayına oturtamamış biri. Kendince kurnazlıkları, çıkmazları ve hinlikleri var. İmkansızlıklarından kurtulmak için onu aşan işlere giren biri… Mutsuz bir hayatı var fakat kendinden öbür herkesi bu durumdan suçluyor. Onun dışında herkes hatalı… Fakat Fevzi ne olursa olsun asla çiğ bir adam değil. Genel ahlak durumlarına izafî bir hürmeti var. Ve kendince tatlı bir yanı. Yani Fevzi işte.
SOKAKTA FEVZİ ÇOK VAR
◊ Karakterin Zeynep ve Kadir’e yaptıkları sokakta makûs yansılar almanıza sebep oldu mu?
– Seyircimiz artık kimin nasıl oynadığını gösterilen şeyin bir kurmaca olduğunu biliyor. O yüzden inanın sokakta çok hoş yansılar alıyorum. Kimi ‘abi neden bu kadar kötüsün’ diye de sitem ediyor lakin herkeste büyük bir hürmet var. Ve ortamızda kalsın. Aktörlüğümle ilgili mütevazı olamayacağım.
◊ Sizce “O Kız” dizisinin ekrandaki başka üretimlerden farkı nedir? Sizin için dizinin izleyicilerimize verdiği en hoş iletisi ne diye sorsak?
– Bence dizimizin en kıymetli tarafı aileyi anlatması. En tabandaki bireyleri ve bunu hakikaten çok gerçekçi bir biçimde beyaz ekrana yansıtması.
Bu aile tahminen ileride dağılacak lakin o dağılma bile tekrar eski günlere dönüş üzere olacaktır. Pişmanlıklar… Hasretler… Bu günün evvelce daha güzel olmadığı vs…
◊ Fevzi karşınıza geçse, ona neler söylemek isterdiniz?
– Fevzi karşıma çıksa ki sokakta çok var ondan. Keyifle konuşurdum. Zira Fevziler dışarıda herkese düzgün, mesken ahalisine kötüdürler. Onu bence mukadderatına bırakırdım.
Ekranda kendime tahammül edemem
◊ Kendisini televizyonda izlemeyi seven oyunculardan mısınız?
– Ekseriyetle kendime ekranda tahammül edemem ve kendi işlerimi izlemem. Bir totem diyelim. İzlemem için ortadan bir epey vakit geçmesi gerekiyor.
◊ İlgi alanlarınız nelerdir? En çok ne yapmaktan haz alırsınız?
– En sevdiğim şey Kaş’ta denizin üstünde, altında, kıyısında olmak. Ve bol bol yazmak. Bol bol okumak. Kıssalar üretmek… Müzik söylemek… 4 ayaklı oğlumla vakit geçirmek… Ailemin yanımda olmak, dağlarda dolaşmak. Bilmediğim yollarda kaybolmak… Tiyatro sahnesinde olmak… Daha neler vardır sevdiğim. Lakin ne gereği var hepsini sıralamaya.
◊ Şu an hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
– Sağlıklı olduktan sonra hayatımın hangi evresinde olduğumun ehemmiyeti yok.
◊ Oyunculuk mesleğinize geri dönecek olursak; ileride nasıl bir karaktere hayat vermek isterdiniz?
– Oyunculuk manasında daha neler oynayacağımı bilmiyorum. Bu bahiste planda yapmıyorum. Fakat içimde meczup fırtınalar uçuşuyor. Oynamak istediğim o kadar çok karakter var ki. Mecnun gönlümü dizginlemeliyim. Lakin hoş günler bizi bekliyor.