Arjantin, Fransa’yı eleyerek Dünya Kupası’nın sahibi oldu.
Maçın akabinde Dünya Kupası ile poz verenlerin başında dünyaca ünlü etçi Nusret de vardı.
Nusret’in bu imajları tartışmaları da beraberinde getirdi.
FIFA, “Bu adamın alanda ne işi vardı?” diyerek soruşturma başlattı.
İş o denli bir boyuta ulaştı ki, Nusret dünya gündeminden düşmüyor.
“Öyle bir dünya ki bana da Nusret’i müdafaa düştü” diyen Milliyet müellifi Mehmet Tez şunları kaydetti:
Kimi Nusret’in 40 milyon pound’luk ferdî servetinden kelam ediyor, kimi milyonlarca pound’luk otomobil koleksiyonu olduğunu sav ediyor. Kimi sıradan bir çırakken (sıradan olmadığı kesin halbuki) nasıl olup da restoranlar imparatoru olduğunu anlatıyor. Kimi 63 bin pound hesap veren müşterilerin şikâyetlerine yer veriyor. Ne kadar kazıkçı bir işletmeye sahip olduğu lisanlara destan kıssalarla köpürtüle köpürtüle anlatılıyor.
“NUSRET’İ ELEŞTİRME İKİYÜZLÜLÜĞÜ”
Elbette kimse 63 bin pound hesap geleceğini nasıl olup da kavrayamayan bu müşterilerin durumunu sorgulamıyor. Sanırım Nusret’in alametifarikalarından biri de ortalığa görgüsüzce para saçmak isteyenlere hoş ve eğlenceli bir imkân sunması. Sonuçta, bir bifteğe 1000 pound vermeye hazır epey kalabalık varken, bu fırsatı gören ve her şeyi kuralına nazaran yapan Nusret’i eleştirmek büyük bir ikiyüzlülük olsa gerek.
Et görgüsüzlüğünü eleştirdiğimiz yıllar çok geride kaldı. Onlar naif görgüsüzlüklerdi. Şu an dünyanın karşı karşıya olduğu sistematize görgüsüzlükler karşısında Nusret’in etleri tokatlayarak servet yapması pak bir aksiyon olarak kalıyor.
“İKİYE BÖLÜNEN İNSANLAR”
Nusret 1000 pound’a biftek, 600 pound’a baklava satabileceğini fark ettikten sonra öbür bir şeyi daha fark etti. Günümüzün toplumsal medya bağlantı ve imaj kurallarını. Kanye West, Trump, Elon Musk üzere bir karakter o. Tahminen daha da yeterli oynuyor bu oyunu zira daha az imkânı var rakiplerinden. Tıpkı bu insanların yaptığı üzere, ne kadar büyük saçmalarsa tesirinin o kadar büyük olacağının farkında. Her ne yaparsanız yapın, beşerler kesinlikle ikiye bölünüyor. Ne derseniz deyin, kesinlikle (ve yüzde 50’ye yakın bir destekle) beşerler sizi destekliyor. Size karşı olanlarla yanınızda olanların sayısı her vakit başa baş. Bundan daha büyük özgürlük olabilir mi?
Nusret Dünya Kupası’nda sahanın içinde dolaşıp futbolcuları omuzundan çekiştirince herkes utanıp sıkılıyor. Fakat Nusret orada kendisi olarak değil, sanal âlemlerdeki imajıyla dolaşmakta. Ne yaptığının pek farkında. Ve başarılı da. Şu an artık onu tanımayan varsa da tanıdı. 1000 pound’a biftek, 600 pound’a baklava kuyruğu büyümekte.
AŞAĞILIK KOMPLEKSİ
Öte yandan, insanların (biz Türklerin) futbolcuları rahatsız ediyor diye Nusret’ten utanmasını da diğer türlü bir zevzeklik ve aşağılık kompleksi tabiri olarak görmekten kendimi alamıyorum.
Bu her biri birkaç on milyon dolarlık, altlarında lüks otomobilleri, yatları, katları, her türlü koca çocuk görgüsüzlükleri ve şımarıklıklarıyla ünlü futbolcular güya mahalle maçının naif birer topçusuymuş üzere.
Sanki dünyanın en büyük imaj sanayisinin birer modülü değillermiş üzere. Güya Nusret’in içinde bulunduğu dünyanın uyumlu, istekli ve istekli birer modülü değillermiş üzere herkes yalnızca Nusret’ten utanıyor. Neymiş, selfie çekmek istemişmiş. E ister. Sen de oraya girmenin bir yolunu ararsın. Sen de selfie çekmek istersin. Halbuki mevzu utanmak, protesto etmek ya da ne bileyim bir şeylere öfkelenmekse, o tabloda çok diğer şeyler var.
FIFA SUÇSUZ MU
Mesela boğaz tokluğuna çalışan ve ölen binlerce göçmen inşaat çalışanı üzere. Nusret’in sattığı salatanın üçte biri fiyatına yanında bütün gün çalışan mutfak çalışanları üzere. FIFA üzere dünyanın en kirli tertiplerinden birinin dağıttığı ihalelerin perde gerisindeki alakalar üzere ya da futbolla yatıp kalkan 80 milyonluk Türkiye’yi Dünya Kupası’nda yalnızca Nusret’in temsil etmiş olması gerçeği üzere.
Odatv.com