Elif Altın – Dilekçede, Gülşen’in suça bahis kelamları, bir müzisyen arkadaşıyla sahnede şakalaşırken ve yalnızca arkadaşına yönelik anlık bir refleksle sarf ettiği belirtildi. Kelamların öncesi ve sonrasının kesilerek ve adeta cımbızlanarak toplumsal medya ve basın kanalıyla servis edildiği belirtilen dilekçede, “Müvekkil kısa bir mühlet içerisinde nefret nesnesi haline getirilmiştir. Yaman bir çelişki ile esasen müvekkil, üzerine atılı hatanın faili değil, mağduru haline gelmiştir. Müvekkilin beş yaşındaki evladından koparılarak cezaevine konulması kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Hakkında başlatılan soruşturmada müvekkile rastgele bir davet kağıdı gönderilmeden, rastgele bir gözaltı ya da yakalama kararı olmadan kolluk tarafından konutundan alınmıştır. O denli ki, müvekkili konutundan alan kolluk, müvekkili nereye götüreceğini dahi bilememiş, müvekkil evvel İstanbul Adliyesi’ne götürülecekken, bilahare tarafı Vatan Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’ye çevrilmiştir” denildi. Dilekçede, tutuklama kararının kaldırılarak Gülşen’in tahliyesine karar verilmesi talep edildi.
Gülşen için ortak bildiri
Müzik meslek birlikleri MSG, MESAM, MÜYAP ve MÜYORBİR, tutuklanan Gülşen hakkında ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride, “Sanatçı Gülşen’in aylar evvel bir konseri esnasında yapmış olduğu bir yorum nedeniyle tutuklanması, ülkemizde hukukun herkese adaletli ve eşit olarak uygulanması gereğinin ne kadar kıymetli ve hassas bir husus olduğunu bizlere bir defa daha hatırlattı. Ceza hukukunun en temel prensibi olan cürüm ve ceza ortasındaki orantılılık prensibi, işlenen cürmün tartısı ve orantılı ceza ve güvenlik önlemi uygulanmasını gerektirir. Ne yazık ki bu uygulamada bu unsurun göz gerisi edildiğini gördük. Müzik Meslek Birlikleri olarak ülkemizde hukukun üstünlüğünün hükümran olması, herkese eşit biçimde uygulanan bir adalet anlayışının hakim olması, laik ve demokratik bir ülkenin olmazsa olmazlarının unutulmaması gönülden temennimiz ve devletimizden talebimizdir” sözlerini kullandı.