Gazetemiz müellifi Necati Özkan, bugünkü “İstanbul’da taksi işkencesi” başlıklı yazısında, bir okurunun taksi sorununa ait kendisine yolladığı yazıyı paylaşarak, İstanbul’daki taksi sıkıntısını kaleme aldı.
İktidarın 2019 mahallî seçimlerinin akabinde İstanbulluyu cezalandırmak için uyguladığı siyasetler nedeniyle taksi sorunu yaşandığını söyleyen Özkan, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tahlil üretmesine mahzur oluyorlar. Ne zabıtadan ne vatandaştan çekindikleri var. Onlar yüzünden İstanbul’da hayat zulme dönüşüyor” dedi.
Özkan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Cuma günü Londra’dan iki arkadaşımla birlikte İstanbul’a geldik. Cumartesi akşamı için Karaköy’deki lokantalardan birine gittik. Şahane bir görüntü, tarihi ve İstanbul’un doğal büyülü ışıltısı, hoş yemekler… Lokantadan gece yarısı üzere kalktık. Caddeye çıkana kadar, İstanbul’un taksi sıkıntısının bu kadar büyük olduğunun farkında değildim. Onlarca taksi geçti, birçok boş. Çoklukla Sultanahmet tarafına turist almaya gidiyorlar. Türkçe konuşan yolcuları almıyorlar. Bir sürü insan yollarda taksi bekliyor. Karaköy civarında taksicilerin bizi alması için uzun mühlet çabaladık. Fakat beyhude, yalvarsanız almıyorlar! Ne şikâyetten korkuyorlar, ne de vicdan azabı duyuyorlar. Saat bir buçukta Galataport tarafına yürüdük, tahminen orada taksi bulabiliriz, tahminen de bir kafede bekleriz diye. Ancak her yer kapanmıştı. Orada da taksiciler bizi almadı. Bir güvenlik görevlisinin teklifiyle Cihangir’e yürüdük. Issız ve karanlık sokaklar. Tuhaftır, o saatte kafe ve restoranlar kapalı ancak manav ve bakkallar açık! Sonuçta tam üç saat sonra Cihangir’de bir taksiciye yalvararak aracına binebildik. İstanbul tecrübemiz travmayla sonuçlanmış formda konuta döndüğümüzde saat sabahın üç buçuğunu geçmişti. Bu ülke böylesine küçük bir sorunu nasıl bu kadar bir azaba dönüştürebiliyor aklım almıyor!”
Dün gelen bu okur mektubu, güzel bildiğimiz taksi sıkıntısını bu köşeye taşımama neden oldu. Ben de birkaç hafta evvel gibisi bir deneyim yaşamış ve tam 1.5 saat yürüyerek konutuma dönmek zorunda kalmıştım. İBB geceleri 12 hatta 24 saat otobüs hizmeti ve pek çok hatta metro hizmeti verse de Avrupa’nın en kalabalık metropolü olan İstanbul’da taksi hizmetlerinin ivedilikle sil baştan düzenlenmesi koşul.
MODERN KENT EŞKIYALARI
Bugün İstanbul’un taksicileri, Osmanlı İmparatorluğu’nun son periyodunda kenti canından bezdiren Yeniçerilerin zamane versiyonu üzere. Taksiciler Odası’nın yöneticileri ise Yeniçeri Ocağı’nın kamu faydası tanımaz ağaları üzere. İktidara yaslanarak dünyanın en hoş kentlerinden birini gasp etmişler ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tahlil üretmesine mahzur oluyorlar. Ne zabıtadan ne vatandaştan çekindikleri var. Onlar yüzünden İstanbul’da hayat zulme dönüşüyor.
İKTİDARIN ZORBALIĞI
Tabii tüm bu azabın arkasında iktidar var. 2019 lokal seçimlerinden beri sistematik formda İstanbulluyu cezalandırmak için ince siyasetler uygulayan iktidar. Seçimden çabucak sonra UKOME’deki sandalye sayısını katlayarak İBB’nin tahlil üretmesinin önüne geçen iktidar. Ekrem İmamoğlu, sorunun tahlili için tam 14 defa UKOME’de 5 bin yeni taksi teklif etti ancak hepsi de iktidar temsilcileri tarafından reddedildi. Elbette ki Taksiciler Odası lideriyle birlikte.
ÇÖZÜM
Pek birçok üzere İPA’nın yaptırdığı bir araştırma da İstanbulluların yüzde 83’ünün mevcut taksi sisteminden rahatsız olduğunu ve İBB’nin tahlil tekliflerini desteklediğini gösteriyor. Çözüm için başlangıçta en az 5 bin taksi gerekli, tahminen akabinde ikinci 5 bin daha. Yeni eklenecek taksiler dalın regülasyonu için kamu malı olmalı, tüm sürücüler de kamu çalışanı. Ayrıyeten başta Uber olmak üzere tüm özel dal platformları yasal hale getirilmeli. Lakin bunlar hayata geçerse Taksi mafyasının gücü kırılır ve vatandaşı hayattan bezdiren taksici terörü son bulur. Oda ve iktidar buna yanaşmazsa, bilinsin ki seçmen gelecek yıl sorunu kökten çözecek!”