Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) kuruluş yıldönümü programında konuşma yapan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, tüm dünyada esen sert rüzgarlara karşın, Türkiye’yi her geçen gün “daha sağlam bir temelde büyütmek” ve “vatandaşlara her bakımdan daha inançlı yarınlar sunmak” anlayışıyla çalışmalarına büyük bir çaba ve özveriyle devam ettiklerini bildirdi.
Küresel iktisatta yaşanan külfetlerden, güç ve emtia fiyatlarındaki artıştan bahseden Nebati, birçok ülkede son 50-60 yılın en yüksek enflasyon oranlarının görüldüğünü, tedarik zincirlerindeki aksaklıkların yol açtığı meselelere hala kalıcı tahliller bulunamadığını anlattı.
İlk etapta 200 milyar liralık kefalet karşılığında 250 milyar lira kredi hacmi
Bakan Nebati, bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın açıkladığı, selektif kredi siyasetiyle uyumlu Hazine takviyeli KGF paketi olduğunu belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu paketle KOBİ’lerimiz başta olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteren işletmelerimize birinci etapta 200 milyar liralık kefalet karşılığında yaklaşık 250 milyar lira kredi hacmi sunarak değerli ölçüde finansman imkanı oluşturuyoruz. Ödemesiz periyot imkanının yanı sıra en az yüzde 75 oranında Hazine takviyeli kefalet sağlıyoruz. Böylelikle, enflasyon ile çaba ederken, çarkları durdurmuyor; tam bilakis girişimcilerimizin, KOBİ’lerimizin üretim faaliyetlerini artırıyoruz.”
Nebati, KGF paketi kapsamında kullandırılan kredilere ait tüm harcamaların, Finansal Kurumlar Birliği Merkezi Fatura Kayıt Sistemi ve İştirak Bankaları Birliği İştirak Bankaları Fatura Kayıt Sistemi ile entegrasyonunu sağlayarak ödemelerin direkt satıcılara yapılmasını sağlayacaklarını bildirdi.
Fatura iptalinde yeni fatura istenecek
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, fatura iptali durumunda iptal edilen fatura yerine yeni fatura isteneceğine ve geçersiz fatura kullanımının bu sistemler sayesinde önleneceğine vurgu yaparak, şu açıklamalarda bulundu:
“Bu vesileyle, kefalet imkanımızla sağlanan kredilerin hedefi dışında kullanılmasının önüne geçmiş olacağız. Bu dönüşüm sürecinin kaynaklarımızın daha aktif kullanılmasına önemli katkı sağlayacaktır. Öte yandan, başta KOBİ’lerimiz olmak üzere firmalarımızın finansmana erişimini büyük ölçüde kolaylaştıran kefalet imkanımızı daha aktif bir tahsis siyaseti çerçevesinde kullandırmak ve bunun takibini yapmak istiyoruz. Bu hedefle vurgulamak istiyorum ki krediye erişim imkanı olan ve teminat eksikliği bulunmayan firmalar bu sistemden faydalanmayacaktır. Böylece daha evvel başımıza gelen, muhtaçlığı olmayanların kullandıkları kredilerin bilhassa dövize ve farklı alanlara gitmesini büyük bir oranda engellemiş olacağız. Kefalet imkanımızdan öncelikli ve yüklü olarak kredibilitesi olan, lakin kâfi teminata sahip olmadığı için finansmana erişemeyen firmalar faydalanacaktır. Bunun yanı sıra, ödeme gücü olan lakin hiç teminatı bulunmadığı için krediye erişim imkanı bulunmayan firmalarımızı da bu süreçte destekleyeceğiz.”