Gazeteci Ertuğrul Özkök bugün İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na verilen mahpus cezası ve siyasi yasak ile ilgili yazdı.
Ertuğrul Özkök’ün başında olduğu Hürriyet, 1998 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan için, aldığı 10 aylık mahpus cezasına cezasına yönelik “Muhtar bile olamaz” manşetini atmıştı.
Ertuğrul Özkök’ün yazısı şöyle:
Ekrem İmamoğlu’na verilen bu mantıksız, insafsız ve izansız kararı bir cümle ile özetle derseniz, derim ki:
Bu bir 12 Eylül askeri darbe kararının sivil tıpkıbasımıdır.
Yani 12 Eylül’den sonraki birinci özgür seçimde rahmeti Turgut Özal ve ardaşlarının bir kısmının, birtakım toplumsal demokrat adayların seçime girmesinin askerlerce vetosuna benzeri bir teşebbüstür.
Bana Ekrem İmamoğlu kararı ile ilgili ikinci bir cümle ekle derseniz, ona da derim ki;
Bu, 28 Şubat devrinde İstanbul Belediye lideri Tayyip Erdoğan’ın parti kurup siyasete girmesini engelleme kararının tıpkıbasımıdır.
Üçüncü bir cümle ekle derseniz cümlemi şöyle tamamlardım:
Bu Türkiye’de askeri vesayetin bitip onun yerine yargı yoluyla sivil vesayetin başladığını bütün Türkiye’ye ve bütün dünyaya ilan eden post çağdaş bir siyaset mühendisliği faciasıdır.
BUNUN SONUCU NE OLUR?
Öylesine post çağdaş bir mühendislik ki, kararın açıklanması için Borsa’nın kapanması beklendi.
Bunun sonucu ne olur?
Bundan 23 yıl evvel halkın yüzde 26 oyu ile seçilen İstanbul Belediye Liderin siyaset yolu ne kadar kesilebilmişse, halkın yüzde 56 oyu ile seçilen yeni ve genç belediye liderin yolu da o kadar kesilebilir.
Askeri vesayetin yargı yoluyla siyaset mühendisliği ne kadar başarılı olabilmişse, sivil vesayetin yargı yoluyla siyasi siyaset mühendisliği de o kadar başarılı olabilir.
Türk medya tarihinin en süratli kadük olan cümlesi, Erdoğan için söylenen Artık “Muhtar bile olamaz” sözüydü.
Türkiye tarihinin en güçlü Cumhurbaşkanı oldu.
Bu karardan sonra İmamoğlu için söylenecek tıpkı cümlenin ömrü daha da kısa olacaktır.
Bunu en yeterli bilen beşerler da AKP’nin kurucu takımlarıdır.
O nedenle bu karardan en çok rahatsızlık duyan insanların da onlar olduğuna eminim.
Bundan 22 yıl evvel Erdoğan’a yapılan haksızlık, Deniz Baykal ve CHP’nin verdiği takviyeyle ortadan kaldırılmıştı.
Bugün kendine hala demokrat diyen AKP’lilere düşen demokrasi vazifesi de budur