Muharrem İnce: Umutları dirilttim, ama beni partim hançerledi

Diyarbakır’a gelen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, bir otelde basın toplantısı düzenledi.

Birçok konuya değinen İnce, eski partisi CHP’nin son seçimlerde kendisine sahip çıkmadığını söyledi.

İnce, “12 bin sandığa gözlemci koymadılar hiç. 4 milyon oyu çöpe attılar. Bana diyorlar ki, sen sahip çıkmadın.

Bunu diyenler aptallardır. Cumhurbaşkanı adayı sandığa sahip çıkmaz. Sandığa parti sahip çıkar. Ben bir tane tek başına bir adamım. 200 bin sandık var. Parti, örgüt sahip çıkar. 12 bin sandığa gözlemci koymadılar. Bugün de yine aynı durumda olduğunu düşünüyorum.” dedi.

“Umutları dirilttim, ama beni partim hançerledi”

Biz Memleket Partisi olarak tüm sandıklarda örgütlenemedik. Biz daha yeni seçime girme hakkını yeni aldık. Ama eminim ki Diyarbakır’da CHP bütün sandıkları koruyamayacaktır. Benim seçimimde koruyamadı çünkü. Konya’da, Urfa’da ve Maraş’ta koruyamadı.

Biliyorum, bugün de aynı olduğunu tahmin ediyorum. O kadar iğnelerle hasta hasta mitingler yaptım.

Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdım. 50 günde 107 miting yaptım. Cumhuriyet tarihinin en kalabalık mitinglerini topladım. Millet umutsuzdu, o umutları dirilttim, ama beni partim hançerledi.

Sandığa, oylara sahip çıkmadı, çıkmadılar, sonra da seçim gecesi neredeydin? Neredeydim seçim gecesi? Neredeydik kardeşim, arıyorum CHP Genel Merkezi’ni kaldık mı ikinci tura? Ne oldu? Sistem çökmüş.

Bilgi olmayınca sistem çökünce, sandıklardan sonuç gelmeyince ben nasıl çıkacağım meydana. Çıkamadım tabii ortalığa, bu sefer başladılar sarhoştu da bilmem neydi de.”


“Trabzon’da ülkücü İzmir’de Atatürkçü”

DHA’nın aktardığına göre konuşmasında cezaevinde olan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili tartışmalara değinen İnce, şu ifadeleri kullandı:

“Van’a gidiyorsun Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsan bizimle beraber olacaksın diyorsun. Ortama göre konuşuyorsun. Trabzon’a gidiyorsun ülkücü oluyorsun. İzmir’e gidince Atatürkçü, Konya’da muhafazakar, Van’a gidiyorsun HDP’li oluyorsun. Böyle siyaset olmaz. İlkeli siyasetten yanayız.

Biz hakim savcı değiliz. Bu yargı düzenine asla inanmıyorum. Bu mahkeme kararlarına valla saygı duymuyorum. İktidar ne istiyorsa onu yapıyor bu mahkemeler.

Bir kişiyi serbest bırakırım demek de doğru değil, biz ne tutuklatırız ne serbest bırakırız. Bu bizim görevimiz değil. O mahkemelerin görevi. Bizim görevimiz adil bir yargı düzeni kurmaktır.


“Kürtler hep yanlış mı, söyler?”

Memleket Partisi’nin iktidarında bu mahkemelere güven duyacaksınız. Değerli arkadaşlar, biz geldik Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsanız bizim yanımıza gelin…

Ya dokunulmazlıklarda sen evet oyu vermedin mi? Hangi oyu verdin sen? Muharrem İnce ne oyu verdi? Ben hayır verdim. Partimi dinlemedim. Çünkü benim partimi yönetenler o zamanki partimi yanlış yapıyordu.

Gittim genel başkana, yanlış yapıyorsun dedim. Dokunulmazlıklara evet deme dedim. Bak dedim, önce HDP’lileri hapse atarlar sonra CHP’lileri hapse atarlar. Yapma bunu dedim.

HDP ile yan yana görünmek istemiyorum dedi. Verdiğim cevabı söyleyeyim. Kürtler doğru söylüyor olamaz mı, dedim. Kürtler hep yanlış mı, söyler? Kürtler doğru söylüyorsa doğru derim, yanlış söylüyorsa yanlış derim. Ben ilkeli bir siyasetten yanayım”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir