DİYARBAKIR – Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce Diyarbakır’a geldi. Mitinge değil, partisinin Diyarbakır il binasının açılışına katıldı, Diyarbakır’daki basın mensuplarıyla ve esnafla buluştu.
Bir erken seçim olasılığı varken siyasi parti liderlerinin Diyarbakır’a ve başka illere ziyaretler gerçekleştirmesinde şaşılacak bir durum yok. İnce’den önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ardından DEVA Partisi lideri Ali Babacan da Diyarbakır’a gelmişlerdi. Kılıçdaroğlu ve Babacan, Diyarbakır’dan umduklarını buldular mı, bilemem. Diyarbakır’a gelişleri elbette gündem oldu ancak istenilen etkiyi yarattı mı ya da Diyarbakırlıların beklentisine cevap olabildi mi? İşte bu konuda kuşkuluyum.
Nitekim Kılıçdaroğlu programını tamamlayıp şehirden ayrıldıktan sonra Diyarbakırlı bir CHP’li şu soruyu sormuştu bana: “Bölge için önemli ekonomik projeler açıklandı. Bu neden gündem olmadı, heyecan yaratmadı?”
Bu sorunun CHP’nin Kürt meselesine yaklaşımını gösterdiğini düşünüyorum. Bu soru, bölge ekonomik olarak kalkınırsa Kürt meselesi kendiliğinden çözülür anlayışının CHP’de hâlâ devam ettiğini gösteriyor. Kürtlerin Kürt olmaktan kaynaklanan haklarının CHP için bir anlam ifade etmediğine de işaret ediyor. Yani yarın Kürtçe diye bir dil yok olursa CHP’nin umurunda olmayacak.
Bu anlayışın diğer partilerde de hüküm sürdüğünü belirtmek gerekiyor elbette.
EKONOMİK KRİZ AYRI KONU
Ekonomik kriz bütün Türkiye’yi olduğu gibi Diyarbakır’ı da sarstı. Bu nedenle öncelikli sorunları araştıran anketlerde, Diyarbakır’da da ilk sıraya ekonomik sorun yerleşmiş olabilir. Ancak bunun yanıltıcı olma ihtimali yüksek. Çünkü malum, Diyarbakırlıların benzer sorulara bir resmi bir de hakiki cevapları vardır. Esas dertlerini, çoğunlukla başları derde girmesin diye kendilerine saklamak gibi mahareti yılların deneyimi ile elde ettiler. Samimi bir ortamda ekonomik krizden Kürt meselesinin çözülmemiş olmasına yerinde tespitlerini ifade etmekten geri durmazlar. Kürt olmaktan kaynaklanan haklarını da talep ederler.
BİR VAKİTLER İLGİ GÖRDÜ
Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde de Diyarbakır’a gelmiş ve miting düzenlemişti. HDP mitinginden sonra en kalabalık kitleyi toplamıştı İstasyon Meydanı’na. Gelenlerin büyük kısmı HDP’liydi elbette. İnce’ye ilgileri hâlâ hafızalardadır. Adaylığı sırasında katıldığı mitinglerde Recep Tayyip Erdoğan’a aynı sertlikte cevaplar veriyordu ve Diyarbakırlılar bunu duymak için miting alanında toplanmışlardı.
Şimdi durum değişti. Erdoğan’a aynı sertlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yükleniyor. Dolayısıyla, Diyarbakırlıların nezdinde, örneğin hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren İnce’ye pek ihtiyaç kalmadı. İnce’den temel meseleleriyle ilgili açıklamalar bekliyorlar.
TEMEL TALEPLERİN CEVABI YOK
Ancak İnce, Kürtçenin okullarda okutulmasıyla ilgili talebi bile pedagoglara havale ediyor. Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasıyla ilgili talebi ise güvenmediğini belirttiği yargıya bırakıyor.
Belediyelere kayyım atanmasına karşıyım diyor ancak Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilmiş Gültan Kışanak ve Selçuk Mızraklı’nın neden hapiste olduğunu sorgulamıyor.
“Ben düz adamım, burada ne dersem başka yerde de aynı şeyleri söylerim” minvalinde konuştu basınla buluşmasında. Ancak salondakiler ne dediğini pek anlamadı açıkçası.
Dokunulmazlıkların kaldırılmak istendiği süreçte, eski genel başkanı Kılıçdaroğlu’na “Kürtler doğru söylüyor olamaz mı?” diye sorduğunu söyledi. Ancak Kürtler başka hangi konuda doğru söylüyorlar? Kürtlerin talep ettiği haklarla ilgili ne düşünüyor? Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik operasyon ile Suriye’de Kürtlerin denetimindeki kentlere yönelik operasyon tehdidi hakkındaki fikirleri nedir? Bu sorulara cevap olabilecek bir konuşma dinleyemedik İnce’den. Hakikaten, diyelim Yozgat’ta ne konuştuysa Diyarbakır’da da aynı şeyleri söyledi. Bu konuda hakkını yememek gerekiyor.
RÜZGAR GİBİ GEÇTİ
Sonra? Sonra tarihi Sur ilçesinde hızlı bir esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Yurttaşlarla fotoğraf çektirdi. Karpuz memleketi Diyarbakır’da insanların karpuzu dilimle aldığını öğrendi. Esnaftan, “Böyle devam ederse dükkanı kapatacağım” şikayeti dinledi. Ve Muharrem İnce, rüzgar gibi geçti Diyarbakır’dan.
Ama İnce, bu sıcak havalarda Diyarbakırlıların içini ferahlatan ince bir serinlik yaratabildi mi? Ya da şöyle sormak lazım: İnce, Kürtlerin talepleri söz konusu olunca yüzyıldır değişmeyen bir akılla refleks gösterdiği sürece Diyarbakır’dan oy devşirebilecek mi? Çok zor.