ANKARA– Ankara’da yargıya taşınan Togo kulelerinin sahibi, CHP eski Milletvekili Sinan Aygün’ün şikâyeti üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından hakkında “memurluktan atılması” için soruşturma başlatılan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Lideri Tezcan Karakuş Candan açıklama yaptı.
Kenti savunan oda yöneticileri, basın toplantısı düzenleyerek Mimarlar Odası Ankara Şube Lideri Tezcan Karakuş Candan’ın devlet memuriyetinden çıkarılması ile karşı karşıya kaldığı süreci anlattı. Daha evvel Mimarlar Odası Ankara Şube Yöneticilerinden Ali Atakan’ın memuriyetten atıldığını hatırlatan meslek örgütü temsilcileri, verdikleri kent gayreti ve açtıkları davalar nedeniyle idare konseyi üyelerinin baskı altına alınarak susturulmaya çalışıldığını söyledi. Yapılan Toplantıda Candan’ın evrakının İçişleri Bakanlığı tarafından Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkinin “usulsüz ve hukuksuz” olduğu belirtildi.
Yüksek Disiplin Kurulu’na giden süreci anlatan Candan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “İçişleri bakanlığı çalışanı değilim, amirim değilsin” sözleriyle seslendi ve şunları kaydetti:
“Melih Gökçek periyodunda biliyorsunuz yedi sülaleme kadar araştırdılar bir şey bulamayınca işine gitmiyor, Mimarlar Odası’na gidiyor, kamuoyuna açıklama yapıyor, haksız yarar sağlıyor diyerek hakkımda ağır ithamlarda bulunuldu. Artık de açtığımız davalarla kent hatasını açığa çıkarttığımız Sinan Aygün, Melih Gökçek’ten tıpkı mevzuyu devraldı.”
‘ŞİKAYETÇİ SİNAN AYGÜN, SORUŞTURMA BUYRUĞUNU VEREN SÜLEYMAN SOYLU’
“Kent suçlusu” olarak nitelediği Togo kulelerinin sahibi Sinan Aygün tarafından şikâyet edildiğini, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun buyruğu ile görevlendirilen mülkiye müfettişi tarafından hakkında soruşturma açıldığını belirten Candan, “Şikayetçi Sinan Aygün Togo ikiz kulelerine Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonrası yıkıma giden süreçte hem şahsıma yönelik hem idare konseyimize yönelik husumetle cürüm duyurularında bulundu. Ancak bunlar beyhude, Togo ikiz kuleleri yıkılacak istediğin kadar yıkım ihalesi yürütmeyi durdurma al, yıkılacak” dedi ve açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Amaçları bizleri susturmak, susmayacağız, bir adım geri adım atmayacağız. Devlet memurluğuna başlarken ettiğim yeminin ardındayım. Bedeli ne olursa olsun, namusum ve onurum üzerine, Atatürk ihtilallerini, kamu malını, Cumhuriyeti, laikliği, demokrasi ve insan haklarını ve hukuku muhafazaya devam edeceğim. İktidarın İçişleri Bakanlığı’nın memuru değil, Mustafa Kemal’in memuruyum. Bu hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz. 6 Eylül’de avukatlarımızla tanıklarımızla Yüksek Disiplin Heyeti’nde olacağız. Ben yeminimin ardındayım, bakalım Yüksek Disiplin Şurası üyeleri de ettikleri yeminin arkasındalar mı? Göreceğiz.”