Kadınları en çok tehdit eden hastalıklar arasında yer alan meme kanseri, günümüzde her 8 kadından birinde görülüyor. Dünya genelinde kadınlar arasında ölüme sebep olan kanserler arasında 15 ile birinci sırada yer alan meme kanserinin erken teşhisi ise tedavi başarısı açısından büyük önem taşıyor. Teşhis için kişinin kendi kendini düzenli periyodlarla muayene etmesi hastalığın tespit edilmesinde ilk sırada yerini alırken, bununla birlikte meme sağlığında mamografi, meme ultrasonu, meme MR’ı, galaktografi ve iğne biyopsileri gibi birçok farklı teşhis yöntemi de kullanılabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Ramazan Yıldız, meme kanserinde tanı ve tarama yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Meme kanseri görülme yaşı düşüyor
Tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserine, istatistiklere göre her 8 kadından biri hayatının bir döneminde yakalanmaktadır. Herhangi bir yaşta görülebilse de menopoz öncesi dönemde daha sık karşımıza çıkmaktadır. Meme kanseri sadece kadınlarda değil erkeklerde de izlenmektedir. Fakat bu aran her 100 kadına karşılık bir erkekte olacak şekilde nadiren görülmektedir. Son 10-15 yıllık süreçte 40 yaş üzerinde görülen meme kanseri oranı yüzde 50’nin üstünde olurken, son yıllarda bu oran değişmekte olup, görülme yaşı 30-40 yaş arasına inmeye başlamıştır.
Kanser zamanla çevre dokulara ve lenf bezlerine yayılabilir
Meme kanseri meme dokusunda yer alan hücre ve hücre gruplarının (süt üreten bezlerin, lobüllerin ya da süt kanal hücrelerinin) kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve kanserli hücre yapılarının ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. Bu kontrolsüz çoğalma memede kitle ve benzeri yapılar meydana getirebilmektedir. Zaman içerisinde bu kanser hücreleri kendi çevrelerinde yer alan dokulara ya da lenflere ilerleyerek büyüme göstermektedir.
Erken evrede tespit edilen vakalarda tedavi başarı oranı çok yüksek
Meme kanseri belirtilerinden şüphelenildiğinde hızla harekete geçilmelidir. Çünkü erken evrede tespit edilen meme kanseri vakaları yüzde 90’ların üzerinde başarı ile tedavi edilebilmektedir. Normalde bir kadının meme kanserini fark etmesi çok zordur. Genellikle ağrısız memede ele kitle gelmesi, meme başından kendiliğinden akıntı olması, koltuk altı lenf bezlerinin büyüyerek ele gelmesi, meme derisinde yaralar oluşması, meme başında kabuklanma ve kaşıntının olması, meme derisinde portakal kabuğu gibi şişmeler ve yaralar görülmesi meme kanseri belirtileri arasında yer alır.
Önlenebilir risk faktörlerini lehinize çevirebilirsiniz
Meme kanseri risk faktörleri önlenebilir risk faktörleri ve değiştirilemeyen risk faktörleri olarak iki başlıkta toplanabilir. Önlenebilir risk faktörleri sigara ve alkol tüketimini azaltmak, hareketli bir yaşam tarzına sahip olmak ve sağlıklı beslenmek gibi kişilerin yaşam tarzını değiştirerek önleyebileceği faktörlerdir. Değiştirilemeyen risk faktörlerini ise yaş, cinsiyet, meme dokusunun yoğunluğu yani yapısı, erken adet görmek ya da geç menopoza girmek ve aile hikâyesindeki pozitiflik oluşturmaktadır.
Genetik geçiş ve kötü yaşam tarzı meme kanseri riskini artırıyor
Meme kanseri BRCA 1 ve BRCA 2 genetik testi pozitif olan hastalarda topluma göre daha fazla görülebilir. Yine erken yaşta adet gören ve menopoza geç giren kadınlarda östrojene maruziyet daha fazla olduğu için tetikleyici olduğu, uzun ve yüksek östrojen tedavilerinin, obezitenin ve hayvansal yağların fazla tüketiminin, yağ hücrelerinin artmasını sağlayarak obeziteye neden olan alkol tüketiminin, doğum yapmamış olmanın ve ispat edilemese de sigara kullanımının toksik kimyasal etkisinin meme kanseri riskini artırdığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra emzirmenin hormon maruziyetini engellemesi sebebiyle olumlu yönde meme kanseri riskini azalttığı da ortaya konulan görüşler arasında yer almaktadır.
Tarama yöntemleri tedavinin başarı oranını artırır
Meme kanserinde hastanın kendi kendini düzenli periyotlarla muayene etmesi tanı konulması açısından çok kıymetlidir. Tanı konulurken hasta ya da hekim tarafından yapılan meme muayenesinde tespit edilen sertliklerin değerlendirilmesi için tetkikler ve tarama testleri istenir. Hastalığın tanısı mamografi (dijital mamografi- tomosenez), meme ultrasonu, galaktografi, meme MR’ı gibi görüntüleme yöntemleri ve gerekli görülen hastalarda uygulanan ince –kalın iğne biyopsileri ya da gerekli olduğunda uygulanan cerrahi biyopsilerle konulmaktadır.
Meme kanseri tarama yöntemleri ile ilgili bilinmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
- Her kadının aylık döngüsünün ilk günü birinci gün kabul edilerek 5-14. gün arasında bir gün belirleyerek yapılan kendi kendine meme muayenesinin erken tanıda önemi çok fazladır
- Mamografi günümüzde hala meme kanseri taramasında altın standart olarak kabul edilmektedir.
- Kadınlara genelde 40 yaşından itibaren düzenli mamografi takibi önerilir. Ancak 35-40 yaş arasında bir baz mamografi çekimi yaptırılması ayrıca tavsiye edilebilir. Sonra hekimin değerlendirmesine göre mamografi sıklığı belirlenir.
- Dijital mamografi ve tomosentez teknolojinin gelişmesi ile birlikte mamografinin çok daha yüksek kaliteli görüntü vermesini sağlamaktadır.
- Meme MR’ı her hastaya önerilmez. Özellikle dens yoğun memelerde, ailesinde genç yaş meme kanseri öyküsü olanlara, memesinde birden çok kitle bulunanlara meme MR’ı önerilebilir. Ancak meme MR’ı rutin tarama yöntemleri arasında yer almaz.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı