Bartın Amasra’da 14 Ekim’de meydana gelen ve 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesine neden olan facia sonrası gözler maden işletmelerine çevrildi. Türkiye Taş Kömürü Kurumu TTK’ya ilişkin olan madendeki vahim olayın akabinde madenlerdeki işletme ve özelleştirmeler yine tartışılıyor.
Türkiye’de birçok dalda son 20 yıldır artan özelleştirmeler madencilik dalında de ziyadesiyle tercih ediliyor.
Cumhuriyet’ten Ali Can Polat haberine göre, maden dalında devletin hissesi yüzde 80’den 20 yılda yüzde 8 düzeyine kadar geriledi.
TTK’nın işçi sayısı da 40 binlerden 6 binlere geriledi. Maden kazalarındaki artış ve hayat kayıplarındaki bilançonun büyümesinde özelleştirmelerle artan kâr oranları ve iş yükü gündeme geldi.
Uzmanlar özelleştirilmelerin artırılmasıyla gayesiyle yatırım yapılmadığını ve çalışan sayısının azaltıldığını söylüyor.
“Nasılsa satılacak yatırım yapmayalım”
DİSK’e bağlı Dev Maden-Sen Lideri Tayfun Görgün, özelleştirmelerin ‘Yatırım yapmayalım” görüşünü öne çıkardığını söylerken, Sayıştay raporlarında görülen, emekçi sayısındaki düşüşün de iş güvenliğini tehlikeye attığını belirtti. Tüm bunlara rağmen yeni personel alımı yapılmadığını belirten Görgün, kurumun ziyan ettiğini söylerken, özelleştirmeye yönelinmesinden kaynaklı kamunun yatırım yapmaktan kaçındığını belirtti.
Dünyadaki güç krizi kömürde talebi artırdı.
Görgün, dünyada yaşanan güç krizinde son devirde artan kömür muhtaçlığının üretimi hızlandırdığına dikkat çekerek, yatırım yapılmayıp üretime yönelince faciaların kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Son facianın yaşandığı Amasra’da madende gaz ölçümünün 167 olduğunu, patlama noktasının 250 olduğunu bunun da ya teknik arıza ya da üretimde ısrar olarak nitelendirdi.
Madenlerde saklı özelleştirme ve liyakatsizlik sorunu.
Türkiye Mimar Mühendis Odaları Maden Mühendisleri Odası (TMMOB) Lideri Ayhan Yüksel, TTK’nın ziyan ettiğine dikkat çekerken, ‘kamunun sırtına yük’ algısı oluşturularak özelleştirmeye davetiye çıkarıldığını söylüyor.
Hatta Yüksel, ‘TTK’de bâtın özelleştirme’ ile ‘rödovans’ denilen bir usulle öbür şirkete üretim yaptırdığını söylüyor. Bu duruma bir de ‘liyakatsizlik’ ekleyen Yüksel, lokal idareler, maden müdürlüklerine dikkat çekiyor.
İlgili