Müzikçi Mabel Matiz, GQ Türkiye mecmuasının “Men of the Year Ödül Töreni”nde sansüre uğradığını belirtti.
Yazılı açıklama yapan Mabel Matiz, merasime ödül takdim etmek için davet edildiğini lakin kelam konusu ödül verilirken sahneye çağrılmadığını belirtti.
Törenin akabinde kararının nedenini sorduğunu aktaran Mabel Matiz, “Yazın ‘Karakol’ klibiyle ilgili sansür haberleri ve ağır gündem sebebiyle GQ Türkiye grubunun son gün benle ilgili takdimden vazgeçtiğini, gün uzunluğu kendi içlerinde bunun görüşmelerinin/tartışmalarının yapıldığını birinci ağızdan öğrendim. Bu birinci kıssa değil. Derim kalın. Sansürün kendisini de, olayın geneline hasıl olan dev iletişimsizliği de son derece yanlış ve nezaketsiz buluyorum. GQ Türkiye takımı ile gün uzunluğu süren görüşmelerimizde kendileri elbette bu türlü bir sansürün olmayacağını, takım içinden gelen bilginin gerçeği yansıtmadığını, bunun sırf ‘organizasyonel bir hata’ olduğunu söylediler” dedi.
“Mobbing üzerinden sansürün olağanlaştırıldığı bir ortamda bunu itiraf etmelerini esasen beklemiyoruz” diyen Mabel Matiz’in açıklaması şu formda:
“Dün farklı bir gece geçirdim ve sizinle paylaşmak istedim. 1-1.5 ay kadar evvel GQ Türkiye grubundan, Yılın Uygunları ödül gecesinde ödüllerden birini takdim etmem tarafında bir rica ve teklif aldım. Kabul ettim ve kendilerine katılabileceğimi kendilerine ilettim.
Kime ödül takdim edeceğim haftalar öncesinden bana ve grubuma bildirildi. İki gün evvel bu bilgiler son kere teyit edildi. Dün gece ödül merasimine katıldım. Bana bildirilen ve takdim edeceğim ödül sırasında, takdim için öteki biri sahneye çağrıldı.
Bütün mükafatlar takdim edildi. Merasim after’a dönüştükten sonra takımım aracılığıyla bu değişikliğin nedenini öğrenmek için GQ Türkiye takımından, bahis hakkında bilgi sahibi bir şahsa ulaştım. Sonucunda öğrendiğim şey beni şaşırttı. Yazın ‘Karakol’ klibiyle ilgili sansür haberleri ve ağır gündem sebebiyle GQ Türkiye grubunun son gün benle ilgili takdimden vazgeçtiğini, gün uzunluğu kendi içlerinde bunun görüşmelerinin/tartışmalarının yapıldığını birinci ağızdan öğrendim. Ne yazık ki bana son andaki bu değişikliği bildirme nezaketi bile gösterilmemişti.
Bu birinci kıssa değil. Derim kalın. Bu türlü şeyler orta ara oldu, bunlar beni yolumdan, oluşumdan döndürmedi. Döndürmez de. Büyütmemeyi ve yola devam etmeyi daima düstur edindim. Ödül takdim edip etmemek de zati bir sorun değil. Fakat ana teması ‘Co-exist’ yani ‘bir aradalık’ olan, uzun uzun ‘bir aradalık’ konuşmalarının yapıldığı, sponsorlarla dolup taşmış bir gecede şahsıma yapılan bu nezaketsizliği ve ayrımcılığı yeniden de paylaşmak, kamuoyunun takdirine sunmak istedim.
Sansürün kendisini de, olayın geneline hasıl olan dev iletişimsizliği de son derece yanlış ve nezaketsiz buluyorum. GQ Türkiye takımı ile gün uzunluğu süren görüşmelerimizde kendileri elbette bu türlü bir sansürün olmayacağını, grup içinden gelen bilginin gerçeği yansıtmadığını, bunun sadece ‘organizasyonel bir hata’ olduğunu söylediler.
Mobbing üzerinden sansürün olağanlaştırıldığı bir ortamda bunu itiraf etmelerini zati beklemiyoruz. Zati ağır olan gündemi bu küçücük sıkıntıyla meşgul ettiğim için affınıza sığınıyorum. Lakin ortak şuurun gelişmesi ve büyük değişimin tam olarak gerçekleşmesi için, bu çeşit öykülerin paylaşılmasını değerli buluyorum.
Bizler fakat birbirimizin varlığını kabul ederek, birbirimizi anlamaya çalışarak, birbirimize el uzatarak bir ortada olabileceğiz. Lakin o vakit hoş, ferah, daha aydınlık bir yere varabileceğiz. Birbirimizi yok sayarak, birbirimize haksızlık ederek değil. Hayatın her anında bu bilince gereksinimimiz var.” (HABER MERKEZİ)