Rusya’nın başşehri Moskova’da düzenlenen Milletlerarası Güvenlik Mevzularından Sorumlu Yüksek Temsilciler Toplantısı’nda Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesinin dış siyaseti ve Batılı ülkeler ile yaşanan tansiyona dair değerlendirmelerde bulundu.
Evvelki gün Japonya’nın Hiroşima kentinde düzenlenen G7 doruğunun ortak bildirisinde Rusya ve Çin’in amaç alındığını ve Batılı ülkeler tarafından stratejik düşman olarak görüldüklerini savunan Lavrov, “Birleşmiş Milletler’in (BM) kuralında yer alan devletlerin hükümran eşitliği prensibine ters olarak dünya toplumuna yapay bir ‘demokrasi’ ve ‘otokrasi’ ayrımı dayatıyorlar. Japonya’da yapılan son G7 doruğunda yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı üzere Batı, Rusya ve Çin’i kendi hakimiyetine karşı bir tehdit olarak görüyor” dedi.
Batılı ülkelerin dünyaya kendi hukuk sistemini dayatmaya çalıştığını öne süren Lavrov, “Durum o denli bir noktaya geldi ki 2. Dünya Savaşı sonrasında BM merkezli tertibi kendi kurallarına dayalı bir tertip haline getirmeye çalışıyorlar. Hedefleri çağdaş memleketler arası hukuku yok etmek, yeni meseleleri sömürgecilik siyasetiyle çözmek ve yeni dünya merkezlerinin gelişimini sınırlandırmak” diye konuştu.
HİTLER GÖNDERMESİ
NATO’nun genişleme siyasetini Adolf Hitler’in Slav topraklarına genişleme siyasetine verilen isim olan ‘Drang Nach Osten’ siyasetine benzeten Lavrov, “Yıllarca Washington, Rusya’nın yeni tehditler oluşturduğu gerekçesiyle Avrupa’da güvenliği yok etti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nı (AGİT) Avrupa güvenliği alanındaki durumu değiştiremeyen alışılmamış bir yapıya dönüştüren ABD ve Avrupalı müttefikleri, NATO’nun doğuya gerçek genişlemesi için kışkırtıcı yollar izlediler. Aslında NATO’nun genişleme siyaseti Hitler’in Drang Nach Osten siyasetine benziyor” diyerek Batılı ülkelerin Rusya’nın 2021 yılının Aralık ayında sunduğu güvenlik garantileri teklifine de olumsuz karşılık verdiğini hatırlattı.
“BATI KİEV REJİMİNİ KULLANIYOR”
Batılı ülkelerin savaşta Ukrayna’ya verdiği dayanağı eleştiren Lavrov, “BM Kuralı’nın 51. hususu temelinde devletlerin yasal müdafaa hakkına ait yürütülen özel askeri operasyon, NATO’nun direkt Rusya sonlarında güvenliğimize yönelik oluşturduğu tehditleri ortadan kaldırmak için zarurî lakin gerekli bir adımdır. Kolektif Batı, Rusya’yı stratejik mağlubiyete uğratma niyetini gizlemiyor. NATO silahlarıyla dolu Kiev rejimi, koçbaşı olarak kullanılıyor. Aslında tüzel olarak NATO ülkeleri Kiev tarafındaki çatışmaya direkt dahil oluyorlar. Bu türlü sorumsuz bir yol, nükleer güçler ortasında askeri çatışma tehdidini kıymetli ölçüde artırıyor. Batı başkentlerine bu türlü bir senaryonun kabul edilemez olduğuna dair bildiriler gönderiyoruz. Ne yazık ki bu, ya propaganda aracı haline getiriliyor ya da büyük ölçüde çarpıtılıyor” tabirlerini kullandı.