Türk Sanat Müziği’nin unutulmaz isimlerinden Zeki Müren’in kuzeni Hasret Güner, ünlü sanatçı vefat etmeden 1 gün evvel yaptıkları telefon görüşmesini hala unutamadığını, bu görüşmede sanatkarın, “Benden sonra” diye başlayan cümlelerle kendisinden yapmasını istediği şeyleri aktardığını söyledi.
Yaşadığı periyoda damga vuran ve bugün dahi büyük bir hayran kitlesine sahip olan Zeki Müren’i, sanatçı kuzeni Hasret Güner, Turgay Kızıltuğ Müzik Akademisi iş birliğiyle düzenlediği “Masal Tadında” isimli konser dizisiyle genç nesillere tanıtmaya çalışıyor.
Özlem Güner, konser için geldiği İzmir’de AA muhabirine, 70’li yılların sonunda İstanbul Hukuk Fakültesinde okurken “dayı” diye hitap ettiği Zeki Müren’in yanında kaldığını ve onu çok yakından tanıma fırsatı bulduğunu belirtti.
O devir yaşadıklarının hala hafızasında olduğunu tabir eden Güner, “Onunla olmak süper bir histi. Ben bunu doyasıya yaşayamadım tahminen. Biraz erken ayrıldı ortamızdan fakat yıllar uzunluğu birlikte çok hoş bir masal yaşadık onunla. Benim arkadaşım, sırdaşım ve yoldaşım oldu. O yüzden çok büyük bir memnunluk benim için.” dedi.
SON GÖRÜŞME
Sanatçının vefatından bir gün evvel kendisini telefonla aradığını ve uzun bir görüşme yaptıklarını belirten Güner, bu görüşmeyi şu sözlerle paylaştı:
“O kadar değişik şeyler bahsetti ki ben bu yüzden çok inanıyorum bu ruhunun şanlı Tanrı’mla buluşmasından evvel bir şeyler hissetmesiydi. Ruh olarak hissetti. Daima sıkıntısı ki ‘Uhrevi irtibatım olacak sizinle.’ Nitekim o uhrevi ilişkiyi çok çok derinden hissediyorum. O gün telefonda ,’Paralel telefona geçsin eşin, oğlun’ dedi, hepimiz biz paralel telefonlara geçtik, üç buçuk saat bana vasiyet etti. Neler söyledi anlatamam, o kadar uzun konuşmalar oldu ki. Her seferinde kelamını kestim, ‘Ne diyorsunuz? Lütfen.’ diye. ‘Hayır sözümü kesme.’ dedi, yapmam gerekenleri, onun yapmamı istediklerini sıraladı, ‘Benden sonra’ diye başlayan cümlelerle.”
“HER ŞEY MASAL GİBİYDİ”
Zeki Müren’in vefat edebileceğini o an hiç aklına getirmediğini belirten Güner, şöyle devam etti:
“Kalp krizi planlanacak bir şey değil, bilinçaltından gelen, içten gelen bir histi, aziz Allah’ın verdiği bir sezgiydi. Bana yapmam gerekenleri söyledi. Bilhassa çocuklarla, gençlerle ilgili çok şey anlattı. O çok beşerle ekmeğini bölüşen biriydi. Onca görkemin ortasında hiç görkemli yaşamazdı. Bizlere de daima bunu öğretti. Zati bir köy meskeninde yaşıyordu. En ufak bir lüks yoktu meskeninde. Şu anda gezerken herkes de bunu görüyor. Onunla yaşadığımız her şey masal üzereydi. Biz onunla derdik ki ‘Masal tadında her şey, bugün yeni bir masal başlıyor’. O yüzden onun istediği formda hem veda ettiği yerde hem öteki kentlerde ülkemin her yerinde ‘Masal Tadında’ isimli konserler yapıyorum.”
“SEVENLERİM SİZİN DE BAŞ TACI OLACAK”
Zeki Müren’in sevenlerini her vakit “baş tacı” olarak gördüğünü ve kendilerine emanet ettiğini anlatan Güner, şöyle konuştu:
“‘Sevenlerim benim baş tacım, sizin de baş tacınız olacak. Bunu sakın unutmayın.’ kederi. ‘Adım gizli kalsın.’ dediği projeler vardı. Çanakkale Anıtı’nı yaptı, konserlerini yarıda keserek. Yalnızca onun için konserler verdi. Gazilerimizin Kore madalyalarını yeniden Zeki abim kendisi yaptırarak verdi. Bakkallardaki veresiye defterlerini bize toplatırdı. En yoksul mahallelerden defterleri toplardık. Onları öderdi. Biz de onun akabinde elimizden geldiğince bunları yapmaya çalışıyoruz lakin en çok da çocukların okuması için çabalıyoruz.”
AA