Bugün pek çok sofrayı donatan yemek takımlarının üretildiği önemli bir merkez Kütahya. Osmanlı döneminin şehzadeler şehri olarak ünlenen kentin tarihi geçmişinin MÖ 7’nci yüzyıla kadar gittiğini belirtiyor kaynaklar. Ünlü masalcı Ezop’un doğduğu yer olarak gösterilen bu topraklar, Frigler, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlılar gibi nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Evliya Çelebi “Kütahya’nın havası ve suyu güzeldir, fincanı, çeşitli maşrapa ve testileri, çanak ve tabakları, hiçbir yerde yoktur. Şehrin içinde binden fazla kayalardan akan buz gibi suları vardır” diye tarif ediyor şehrimizi. Kentin tarihi önemini en güzel yansıtan adreslerden biri de Germiyan Sokağı.
Burada, çoğunluğu 19’uncu yüzyıldan günümüze intikal eden bu kültür hazinesi diyebileceğimiz sivil mimari örnekleri bugün ya bir restoran ya bir sanat atölyesi ya da bir müze olarak kapılarını ziyaretçilerine açıyor.
Her ne kadar ilk bakışta Safranbolu, Cumalıkızık veya Taraklı’dakilerle benzerlik gösteriyorsa da kendine özgü karakteristik özellikler taşıdığını görebiliyoruz. Giriş katlarında taşlık denen mutfak, kiler, depo ve tarım araçlarının olduğu alanlar var. Oturma, yemek, yatak odaları üst katlarda. Giriş kapıları atlar geçebilsin diye büyük. Ahşap payandalı çıkmaları, pencereleri ve geniş saçaklarıyla çok güzel.
Osmanlılar zamanında şehzadelerin eğitimi için tahsis edilen Germiyan Konağı, bugün yöresel lezzetlerin sunulduğu bir lezzet durağı. Irvasa Konağı’ysa el sanatları üretimi yapılan hediyelik eşya atölyesi.
Germiyan Sokağı’nda Türkiye ve dünyadaki tek Çini Müzesi’ni görmenizi öneririm. 14’üncü yüzyıldan günümüze kadar İznik ve Kütahya’da üretilen çini mimari elemanlar, kitabeler, vazo, tabak, pano gibi eserler sergileniyor.
Kent Tarihi Müzesi’ndeyse Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyan, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bilgi, belge ve fotoğrafları var.
Kütahya’nın kültür ve sanatını, sanatçılarını yakından tanıma fırsatı bulabileceğiniz Germiyan Beylik Konağı’ndaki Kültür ve Sanat Evi (KÜSAD), UNESCO ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülü sahibi ünlü çini sanatçısı merhum Sıtkı Olçar’ın anısını yaşatmak üzere kurulan Sıtkı Olçar Çini Müzesi, yine UNESCO ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ ödülü sahibi Mehmet Gürsoy’un halen çalışmalarını sürdürdüğü çini atölyesi ziyaret edebileceğiniz sokağın diğer kültür hazineleri.
Yapılışı 1973 gibi çok yakın bir tarihi gösteriyor olsa da Orta Asya Türk mimarisinden esinlenerek inşa edilen Çinili Cami, görmeye değer bir eser.