IŞİD’in Kobani’ye saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’teki eylemleri gerekçe gösterilerek 22’si tutuklu, HDP eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın 13’üncü duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
Mahkemenin, bir önceki duruşmada savunma süresini bir güne indirme kararına tepki gösterildi.
Davaya HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile milletvekilleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarının yanı sıra, 78’liler Girişimi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Büro Emekçileri Sendikası (BES) temsilcileri ile çok sayıda siyasi parti temsilcisi, demokratik kitle örgütü, sivil toplum örgütü üyeleri katıldı.
‘Kürt sorununa barışçıl çözüm dediğimiz için buradayız’
Kobani Davası’nda konuşan önceki dönem HDP ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, siyasi iktidarın kimi istiyorsa onu içeri aldığını söyledi. “Ben savunmamı ister bir gün yaparım isterse de bir yıl yaparım” diyen Tuncel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz Kürt sorununa barışçıl çözüm dediğimiz için buradayız, barışı, demokrasiyi savunduğumuz için buradayız. Biz bunu çok konuştuk ama siz bu mahkemede hukuksuzluk yapıyorsunuz. Haksızlık demiyorum. Hukuksuzluk diyorum. Siz başından beri ters işlem yapıyorsunuz. Müşteki ve tanık dinlediniz. Eğer savunma yapmayacaksanız susma hakkınızı kullanmış sayılacaksınız’ diyorsunuz. Siz ne demek istiyorsunuz? Bizi tehdit mi ediyorsunuz? Sizden önceki mahkeme başkanı çete üyesi çıktı. Siz bizi 37 kişinin ölümünden sorumlu tutuyorsunuz ve savunmamızı kısıtlıyorsunuz. Sizin de içinde olduğunuz heyete iddianameyi geri göndermenizi istedik. Bütün bu olanların sorumlusu olarak HDP’yi gösteriyorsunuz. Ülkeyi biz mi yönetiyoruz da tüm sorumlusu biziz?”
‘Siyasi iktidar da bir gün yargılanacak’
Altı yıldır cezaevinde olduğunu, korkmadığını ifade eden Tuncel, “Siyasi iktidar da bir gün yargılanacak ama onların başı dik olmayacak. Onlar IŞİD ile ittifak yaptılar. Şu an saklasalar da bu böyle. Bu dava Kobanî halkıyla dayanışmanın yargılandığı davadır. IŞİD’i koruma davasıdır. Savunma hakkımın kısıtlanmasını kabul etmem mümkün değildir. Savunmamı ne kadar yapacağıma siz karar veremezsiniz. Özgürlüğü elinden alınan da sizsiniz ama biz düşünsel olarak sizden daha özgürüz. En azından kendi kararlarımızı kendimiz veriyoruz. Bu yanlış kararınızdan dönün. Savunmamızı sınırlandırmayın” diye konuştu.
‘Bu çalışmaları 2004’ten bu yana yapıyorum’
Tuncel’in ardından konuşan eski HDP Milletvekili Ayla Akat Ata, mahkemenin önceki celselerde istediği ve Meclis’ten gelen birtakım bilgi ve belgelere dair konuştu. Laleş’e giderek Êzidîlerle görüştüklerini ve bu anlamda çalışmalar yürüttüklerini belirten Akat Ata, “Bizim bu çalışmalarımıza yer vermiyorsunuz ancak atılan tweeti sorup duruyorsunuz. Parlamentodan bilgi veya belge istenecekse 3 Ağustos 2014’ten sonrası istenmeli. Madem bizi yargılıyorsunuz, anayasal hakkımızı kullandığımız için karşınızdayız ama siz bizimle muhatap olmuyorsunuz. Beni neden yargılıyorsunuz? Genel Merkezimin attığı tweeti paylaşmışım. Ve kadın çalışması yürütmüşüm. Bir diğer husus da Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için çalıştım. Ben bu çalışmaları 2004’ten bu yana yapıyorum ama daha yeni dava konusu yapılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Normal hukuk kurallarına uymanıza davet ediyorum’
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, duruşma periyodunun ve bu şekilde yargılama ısrarını “işkence” olarak niteledi ve söyle devam etti:
“‘Kumpas devam ediyor. Biz bunu anlatıyoruz. Bizim koşullarımızın bir önemi yok sizin için. Arkadaşlarımız savunma yapıyor sadece ama siz nefes aldırmıyorsunuz. Biz bu sürece katılmaya çalışıyoruz. Siz gerçekten olmayan bir şeyi uyduruyorsunuz. Biz tarih ve toplum karşısında da yaptığımız işimiz gereği tarihe ve halkına karşı sorumluluğu olan insanlarız. Biz savunma hakkımızın kısıtlanmasına asla izin vermeyeceğiz. Ben savunmamı kısıtlanmadan sürdüreceğim. Bu ülkedeki temel hak ve özgürlükleri rafa kaldıran ve hepimize işkenceyi reva görenlere karşı çıkacağız. Biz bu hukuksuz uygulamalara karşı hakikati, adaleti, kişi hak ve hürriyetini savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Adalet konusunda sizden fazla bir beklentim olmasa da normal hukuk kurallarına uymanıza davet ediyorum.”