Kırmızı et fiyatlarını dizginlemek ve halkın ucuza et yemesini sağlamak hedefiyle kurulan Ulusal Kırmızı Et Kurulu’nun (UKON) tam bilakis etin daha da değerli satılmasına yol açtığı argüman edildi. Argümanları ortaya atan UKON Kontrol Konseyi Üyesi Nihat Çelik, kurulun ‘belli adreslerin’ güdümünde hareket ettiğini, bu yüzden hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur olduğunu açıklayarak UKON’daki misyonundan istifa etti. Çelik, kırmızı eti üreticiden çok ucuza toptan satın alan büyük şirketlerin tıpkı eti tüketiciye 3 kat fiyatla sattığını, kurulun ise bu sisteme göz yumduğunu savundu.
KENDİ MENFAATLERİ İÇİN
Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine nazaran hala Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Lideri olan Nihat Çelik, UKON kontrol konseyi üyeliğine seçildiği 2018 yılından bu yana kurul tarafından yalnızca bir kez denetleme şurası toplantısına davet edildiğini söyledi. TÜDKİYEB Lideri Çelik, yetiştiricilerin ziyanına sattığı karkas etin tüketicinin sofrasına gidene kadar en az 3 kat arttığını, bu yüzden hem üretici hem de tüketicinin önemli mağduriyet yaşadığını, buna karşılık kurulun kılını bile kıpırdatmadığını söyledi. Çelik, kurulun üretici ve tüketiciden çok kendi ego ve menfaatlerini gözeten bir yapıda olduğunu da belirtti.
KENDİLERİ ÇALIP KENDİLERİ OYNUYOR
Konseyin sanayicilerin ve ‘belli adreslerin’ güdümünde hareket ettiğini tabir eden TÜDKİYEB Lideri Çelik, “Sadece birileri için etiket haline gelen Kurul, kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı bir tertipte bugüne kadar kesimimiz hayrına rastgele bir hizmetleri olmamıştır” dedi.
TZOB DA SÜT KURULUNDAN ŞİKAYETÇİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Lideri Şemsi Bayraktar da Ulusal Süt Kurulu’nun çiğ süt fiyatlarına yaptığı müdahalelerle çiftçiyi üretimden kopardığını belirterek “Büyük beklentilerle kurulan Ulusal Süt Kurulu talimatla hareket ederek yanlış kararlar aldı, süte sahip çıkmadı, en güç vaktinde üreticilerimizin yanında olmadı. Süt kurulu fonksiyonunu yitirmiştir ve kapatılmalıdır” davetinde bulunmuştu. Bayraktar, kurulun Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın talimatlarıyla yönetildiğini, bunun da hayvancılığı büyük bir krizin içine soktuğunu söz etmişti.
NAMET’İN SAHİBİ ‘PAYİTAHT’TA
AKP’ye yakınlığı ile bilinen Namet’in sahibi Faruk Kayar daha evvel kızı ve oğlu ile birlikte TRT’de yayınlanan Payitaht dizisinin 48. Kısmında oynamıştı. Dizide “Kasaplar loncası başkanı/bakanı”nın kellesini alan oynayan Kayar’ın rolü devrin bakanlarına ileti olarak yorumlanmıştı.
DİZİDEN SONRA İMAR MÜJDESİ
Koç Ailesi’nin Maret markasının kullandığı İstanbul Tepeören’de bir toprağı vardı. Bu arazinin imar şartlarının değişmesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Koç Holding ortasında tansiyona neden oluyordu. 2011 yılında Belediye, bu toprakta Koç Holding’e ilişkin birtakım parsellerin imarını, “park ve dinlenme alanı” olarak değiştirme kararı almıştı. Sonunda 2012 yılında Koç Holding’e ilişkin Tat Besin, belediye ile ihtilafını yargıya taşıdı.
NAMET’E SATILDI MUKADDERATI DEĞİŞTİ
Süreç devam ederken, Tat Gıda’nın elindeki Maret markası Faruk Kayar’ın sahibi olduğu Namet’e satıldı. Böylelikle yerinde imar tartışması olan fabrika, Faruk Kayar’ın olmuş oldu. 2016 yılında yargı, kelam konusu plan değişikliğini iptal etti.
Mahkeme kararının akabinde İstanbul Belediyesi İmar ve Bayındırlık Komitesi mevzuya ait rapor hazırladı. Nihayetinde Kurul, imarın Faruk Kayar’ın Maret’i lehine değişmesine, arazinin “park ve dinlenme alanı”ndan çıkarılarak yine sanayi vasfına döndürülmesi istikametinde oy birliği ile karar aldı. Belediye, bu durumlarda mahkemenin iptal kararı verdiği planda küçük değişiklikler yapıp devam ederken, bu defa büsbütün Maret lehine atılım yapmış oldu. Oybirliği ile alınan karara CHP’li isimlerin de katılması dikkat çekti. Rapor, onay almak üzere üzere Belediye Meclisi’ne sunuldu ve onaylandı.