CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün Kilis’te; Kilis Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu burada; İdare Şurası Lideri Hacı Mustafa Celkanlı ve İdare Konseyi Üyeleri ile bir ortaya geldi.
“SORUNUN MUHATABI OLAN ŞAHISLA KONUŞMANIZ LAZIM”
CHP önderi ziyaretleri sırasında vatandaşlarla bir ortaya geldi, ülke gündemine ait de kıymetli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin sıkıntılarının farkında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde birinci yapacakları işi, “Türkiye genelinde resmi sayıya nazaran 3 milyon 600 bin sığınmacı var. Bu sayının 4-4.5 milyon olduğunu biliyoruz. Allah nasip eder Millet İttifakı olarak iktidar olduğumuzda birinci yapacağımız işlerden biri Suriye’nin legal idaresiyle görüşmek, karşılıklı büyükelçilikleri açmaktır. Bir sorunu çözmek için sorunun muhatabı olan şahısla konuşmanız lazım. Bu çabucak sorunun çözüldüğü manasına gelmez. Buradan Suriye’ye gidecek olacak sığınmacıların meskenlerini, yollarını, okullarını, hastanelerini, kreşlerini yapmamız lazım. Bunları nasıl yapacağız?” sözleri ile anlattı.
“GİDENLERİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI LAZIM”
Kılıçdaroğlu açıklamalarını ise şu sözlerle sürdürdü: “Avrupa Birliği fonlarıyla bizim müteahhitlerimiz yapacak. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliğinin sağlanması lazım. Bunun içinde hükümet ile oturup protokol yapılacak. Birleşmiş Milletler gerekirse devreye konulacak, herkesin can ve mal güvenliği sağlanacak. Bunun iki yıl içinde gerçekleşeceğine inanıyorum.
“BUNUN ÇOK KOLAY OLMADIĞININ BEN DE FARKINDAYIM”
Bölgenin kazanması demek bölgenin güçlü olması demektir. Bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’dir, Türkiye dominant olarak bölgede bütün ekonomik gelişmeleri yönlendirebilir. Böylelikle bölgeden giden insanların konutu, yolu, okulu, işi olacak, istek ediyorsa bizim ülkemize turist olarak gelebilir, ‘Hafta sonunu Türkiye’de geçirebilirim’ diyebilir. Daha evvel hafta sonları bütün hudut boyumuzdaki lokantalar doluydu, beşerler düğünlerini bile gelir Hatay, Gaziantep’te yaparlardı. Bunların hepsi mümkündü, tıpkı atmosferi tekrar sağlamak zorundayız. Bunun 2 yıl içerisinde gerçekleşebileceğine inanıyoruz. ‘Düğmeye bastık sonraki gün göndereceğiz’ yok. Bu proje şunu öngörüyor: Biz ırkçılık yapmıyoruz, herkesin kimliğine sahip çıkıyoruz. Türkiye’nin prestijini düşünüyoruz. Bu türlü insanları otobüse bindirdik, zorla göndermeyi de yapmıyoruz. Göndereceğimiz insanın can ve mal güvenliğini sağlıyoruz. Göndereceğimiz insan orada para kazanacak. Bizim fabrikalarda çalışacak, fiyatlarını alacaklar herkesin şad olduğu bir sistemi inşa edeceğiz.”