Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’da düzenlenen 153. Devir Körfez Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın sonuç bildirisi yayımlandı.
Bildiride, başta tahıl koridoru mutabakatı olmak üzere Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlaller, İran ile nükleer müzakereler, Libya, Irak, Sudan ve Yemen bahislerine yer verildi.
Bildiride, “BM ve Türkiye’nin nezaretinde, Rusya ve Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden tekrar ihracatının yapılmasına ait 22 Temmuz’da İstanbul’da imzalanan muahededen memnuniyet duyulmuştur” denildi.
Rusya ile Ukrayna ortasında ateşkes için yürütülen arabuluculuk eforlarının desteklendiği belirtilen bildiride, uyuşmazlığın müzakereler ve diyalogla giderilmesi eforlarından duyulan memnuniyet söz edildi.
Bildiride, 12 Temmuz’da BM Güvenlik Kurulu kararıyla Türkiye’den Suriye’ye insani yardım ulaştırılması sisteminin mühletinin 6 ay daha uzatılması kararının değeri vurgulandı.
MESCİD-İ AKSA BASKINLARI
Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya düzenlenen baskınlar ile İsrail işgal kuvvetlerinin Batı Şeria ve Gazze’ye yönelik hücumlarının kınandığı bildiride, İran’ın Körfez ülkelerinin içişlerine müdahale etmemesi, KİK ülkelerinin de İran’ın nükleer müzakerelerine katılması gerektiği belirtildi.
IRAK, YEMEN, SUDAN VE LİBYA’DAKİ DURUM
Körfez Dışişleri Bakanları, bildiride, Libya’daki taraflara ateşkesi muhafazaları davetinde bulunurken, yıllardır süren çekişmenin sona ermesi ve iktidarın el değiştirmesi için başkanlık ve parlamento seçimlerinin yapılmasını desteklediklerini kaydetti.
Irak ve Sudan’ın toprak bütünlüğünün korunmasının kıymetine işaret edilerek, Lübnan’daki taraflara da başkanlık seçimleri için anayasaya bağlı kalınması daveti yapıldı.
Yemen’deki duruma da değinilen bildiride, Yemen krizinin siyasi tahlili için BM ve ABD tarafından ortaya konulan eforun ve Husilerin kışkırtıcı uygulamalarına karşı kararlı bir tavır takınılmasının desteklendiği vurgulandı.
MISIR-ETİYOPYA GERGİNLİĞİ
Bildiride, Nil suları ve Etiyopya’daki Hedasi Barajı’na ait, “Sudan ve Mısır’ın su güvenliği, Arap ulusal güvenliğinin bir kesimidir. Kelam konusu iki ülkenin Nil sularındaki haklarına ziyan verecek bir uygulama ya da çalışma kabul edilemez” tabirleri kullanıldı.