KONYA (İGFA) – Dünya Sıhhat Örgütü’nün (WHO) datalarına nazaran her yıl dünyada 20 milyon; ülkemizde ise 235 bine yakın yeni kanser hadisesi görülüyor. Kanser, toplumda en fazla mevte yol açan hastalık kümeleri içinde yer alıyor.
Kanseri oluşturan etkenlerin, çevresel faktörler ve kalıtsal nedenler olarak iki küme altında değerlendirilebileceğini söyleyen KTO Karatay Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Füsun Sunar; “Kanserden korunma, lakin ona neden olan faktörlerin ortaya konması ve bunlardan uzak bir ömür ile mümkün olabilir. Çevresel nedenlerde sigara, yenilen yiyecekler, şişmanlık, hormonlar, virüsler, fizikî ve kimyasal casuslar gösterilebilir. Ayrıyeten kanser, kronik iltihabî olaylarda ve âlâ huylu tümörlerin tabanında daha sık olarak gözlenmektedir” dedi.
Sunar, ailesel kanser olgularının ortaya konmasının, bunlara özgün moleküler genetik tahlillerin yapılmasının ve tüm ailenin bu istikamette uyarılmasının, kalıtsal tipte kanserlerden korunmada en kıymetli yaklaşım olduğunun altını çizdi.
“Kanseri oluşturan nedenlerin en başında yer alan sigara kullanımı, toplumumuz için en kıymetli sıhhat sorunlarının başında gelmektedir. Akciğer kanserleri, erkeklerde en sık gözlenen kanser olup etiyolojide en kıymetli faktör sigaradır. Ülkemizde de yaygın olarak kullanılan sigaraya dair toplumsal seviyede bir şuur oluşturulması gerekiyor. Bilhassa gençlerimizin sigara ve gibisi bağımlılık yapan unsurlardan uzak tutulması geleceğimiz için epeyce hayati bir sıkıntıdır. Gelişmiş ülkelerde sigara aykırısı propagandalar tesirini göstermekte, gençlerin sigara kullanımı gitgide azalmaktadır. Fakat, gelişmekte olan ülkelerde sigara kullanımı maalesef azalmamakta, tersine bilhassa gençlerde artmaktadır” sözlerine yer verdi.
“YANLIŞ BESLENME VE HAREKETSİZLİK KANSERİ TETİKLİYOR”
Yenilen besinler, besinlere konulan katkı unsurları, tatlandırıcılar, yiyecekleri renklendiren kimyasal unsurlar, yiyeceklerin pişirilme biçimleri dahil birçok faktörün, kanseri oluşturan nedenler ortasında sayıldığını belirten Sunar; “Aşırı alkol tüketiminin ağız, gırtlak ve yemek borusu kanserlerini arttırdığı bilinmektedir. Çağımızın en kıymetli sorunlarından biri olan çok şişmanlık -obezite- ve yanlış beslenme, farklı cinsten kanserlere direkt yahut dolaylı yollardan neden olabilmektedir” formunda konuştu.
“Kişilerin kanserden korunması ve erken teşhis yaklaşımları, bu hastalığı bu kadar korkulur olmaktan çıkarabilir. Tarama sistemleri ile erken tanısı konabilen; kolon, göğüs, prostat ve rahim ağzı kanserlerinin tedavileri mümkün olabilmektedir. Ülkemizde KETEM ve Aile Sıhhati Merkezlerinde bu kanserlerin periyodik taramaları yapılmaktadır. Günümüzde artık kanserle savaşta, hastalığa yakalanmamak için alınan önlemler daha ön planda düşünülmektedir. Bu da kanser oluşturan etmenlerden elden geldiğince uzak durmak, ailesel kanser olma riski varsa bununla ilgili risklerin araştırılması ve erken teşhis için tertipli denetim yaptırılmasından geçmektedir. Sıhhat siyasetlerinin yanı sıra herkes kendi sıhhati için üzerine düşen misyonu almalı ve hem korunma hem de erken teşhis için gerekeni yapmalıdır” diyerek kıymetli tavsiyelerde bulundu.