Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Habertürk Tv’ye konuk olarak gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Sözcü Kalın, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğine ait iletiler verirken Suriye’nin kuzeyine yönelik muhtemel operasyondaki son duruma ait dikkat çeken sözler kullandı.
“BİZ BU BASKILARI DAHA EVVEL GÖRDÜK”
Canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan İbrahim Kalın’a “Operasyon seçim sonrasına mı kalacak? Rusya ve ABD’den karşı baskı görünce frene mi bastık? Harekatı yapıyor muyuz?” soruları yöneltildi. Sözcü Kalın, Suriye’nin kuzeyine 3 tane büyük askeri harekat düzenlendiğini vurgulayarak “Bunları yaparken kimseden müsaade almadık. Birebir baskıyı o vakit da gördük fakat bu harekatları yaptık. Cumhurbaşkanımız ‘Bir gece birden gelebiliriz’ diye çok hoş tabir ediyor. Bunu isteyen istediği formda yorumlasın. Bize bir tehdit kelam konusu olduğunda kıymetlendirme yapılır ve gereği yapılır. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal edecek hiçbir angajmanın içerisinde olmadık. Biz Suriye tarafında en az 6-7 milyonu bulundukları yerde tutuyoruz. Biz elbette mültecilerin Suriye’ye dönmelerini istiyoruz. Suriye tarafında koşulların olgunlaşmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın Obama ve Merkel devrinde inançlı bölge daveti olsaydı, on binlerce insan Akdeniz’de hayatını kaybeder miydi? Suriye’de durum bu türlü olur muydu? O vakit madem ki yapmıyorsunuz, bizim yapacağımız operasyona da ses çıkarmaya hakkınız yok diyoruz. Girmeyeceğimizin garantisi yok, her an olabilir.” biçiminde cevap verdi.
MADRİD’DE DÖRTLÜ ZİRVE
Kalın, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik müracaatına terör örgütlerine takviyeleri nedeniyle Türkiye’nin hayır dediğini, bundan vazgeçene ve Türkiye’nin kaidelerini yerine getirene kadar da üyeliklerine hayır deneceğine vurgu yaptı. Kalın, NATO Başkanlar Tepesi öncesi Madrid’de Türkiye, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç ile Finlandiya temsilcilerinin bir arya geleceğini açıkladı.
SURİYE İLE OLAĞANLAŞMA GÜNDEMDE Mİ?
Kalın kelamlarını şöyle sürdürdü: “Suriye ile şu anda siyasi seviyede bir temas yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söz ettiği üzere istihbarat ünitelerimizin devir periyot temasları oluyor. Ulusal çıkarlarımızın açısından istihbarat ünitelerimiz görüşür. Ancak bunun ötesinde bir siyasi görüşme yok.
“ABD’DEN MÜSAADE ALMADAN PLANLARIMIZI UYGULUYORUZ”
Kendi ulusal güvenlik ve çıkarlarımızı ilgilendiren bahislerde ABD’den ve diğerlerinden müsaade almadan planlarımızı uyguluyoruz. Karabağ savaşında Azerbaycan’ın yanında durduğumuzda Amerikalılar çok düzgün yapıyor musunuz dediler bize. Tam bilakis karşı karşıya geldik. Libya’da da o denli oldu. Yeri geldi İsrail’e çakıştık. En büyük baskıyı oradan yemedik mi? O vakit konuşuluyordu, bu iş bitti, şöyle yapacaklar vesaire. S-400 almışız biz NATO üyesi olarak. Bu bizim birinci tercihimiz değildi, Türkiye mecbur bırakıldı. Tercihimiz NATO ittifakı içerisinde güvenlik gereksinimimizin karşılanmasıydı. Biz rastgele bir tereddüt içinde değiliz dış siyasette. Bu herkesle köprüleri atmak, hengame atmak manasına gelmiyor. Yeri geliyor kuyumcu nezaketiyle oluyorsunuz yeri geliyor elinizi masaya vuruyorsunuz. Daralmalar olur, genişlemeler olur. Muhakkak mevzularda uzlaşırsınız, bakış açıları değişir. Stratejik mecburiyetlerle size geri gelirler. Biz dış siyasetimizde sanki ABD ne der, Avrupa ne der diye düşünmüyoruz. Kendi çıkarlarımız neyi gerektirirse. Anlaşabilirsek buyurun bir arada yürüyelim diyoruz, anlaşamazsak yolumuzu yürüyoruz.”