Saldırıların Japon makakları tarafından gerçekleştirildiği aktarılıyor.
Makakları Japonya’nın büyük kısmında görmek mümkün olsa da bu tip ataklar nadiren görülüyor.
Adını açıklamak istemeyen bir belediye yetkilisi “Bu kadar kısa müddette bu kadar çok akın görmemiştik. Başta çocuklar ve bayanları amaç alıyorlardı, akabinde yaşlılara ve yetişkin erkeklere de saldırmaya başladılar” dedi.
Temmuz başındaki birinci hadiselerin akabinde saldırgan maymunları yakalamak için tuzaklar kurulsa da bir işe yaramadı.
Yetkililer atakların ardında tek bir maymunun mu yoksa bir maymun çetesinin mi olduğunu da ortaya çıkaramadı.
Yerel basına nazaran taarruza uğrayanların bir kısmı boyunları, bacakları, elleri yahut karınlarından ısırılırken bir kısmının da derileri çizik içinde kaldı.
Maymunların pencere ve kapıları açarak konutlara ve anaokullarına da girdiği, binaların içindeki küçük çocukları yaraladığı aktarılıyor.
Japon basınına konuşan bir baba “Alt katta çocuğumun ağlama sesini duyunca süratle merdivenlerden indim ve çocuğumun üstüne çökmüş, onu itip kakan bir maymunla karşılaştım” dedi.
Bir vakitler sayıları azalan ve soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan makaklar artık sayıca çoklar.
Fakat Yamagata Üniversitesi’nden araştırmacılar makakların sayısının artmasının, beşerlerle önemli çatışmalara girmelerini tetiklediğini belirtiyor.
Araştırmacılara nazaran beşerlerle makakların hayat alanları ortasındaki aranın azalması bu tip olayları kaçınılmaz kılıyor.
Makaklara yönelik kültürel tavırdaki değişim, insan davranışlarının değişmesi ve orman şartlarının farklılaşması da mümkün öteki nedenler ortasında gösteriliyor.