Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ülkemizin vitrini olan faaliyetlerin ‘itibardan tasarruf olmaz’ anlayışı ile yürütülme mecburiyeti vardır” demişti. Konya’daki tertibin prestijimizi nasıl etkilediğini kim açıklayacak?
Ajansların 19 Ağustos’ta abonelerine geçtiği haberin özeti:
5. İslami Dayanışma Oyunları’na mesken sahibi Türkiye damga vurdu. 24 farklı branşta, 54 ülkeden 4 binden fazla atletin katıldığı tertipte ulusal atletler, 145’i altın, 107’si gümüş ve 89’u bronz olmak üzere toplamda 341 madalya alarak oyunlar rekoru kırdı. Oyunlar tarihinin en fazla altın ve toplam madalya alan ülkesi olarak tarihe geçen Türkiye’yi, sıralamada Özbekistan ve İran takip etti.
SÖZCÜ Spor Servisi’nin derlediği, 15 Ağustos’ta gazetemizin 16. sayfasında ve internet sitemizde yayınladığımız haberin özeti:
Atletizmde pist yarışlarının dünya sıralaması ve rekor geçerliliği, oyunlar için inşa edilen yeni atletizm pistinde yaşanan teknik problemler nedeniyle iptal edildi. Minder, direk, kronometre, kablo üzere standart ekipmanların memleketler arası standartlara uymadığı belirlenirken, tartan pist; beton yerine kum üzerine inşa edilince çöktü. Konya BŞ Belediyesi Stadı’nın tabanı, açılış merasiminde bozuldu. Konyaspor-Başakşehir maçı Eskişehir’e alındı. Memleketler arası federasyonlar tertibi tanımadığı için hakemler, maç ve müsabakaları kokartsız yönetti. Bisiklette madalya merasiminin anonsları, yeni velodromun ses sistemindeki sorun nedeniyle el megafonuyla gerçekleştirildi. Güreş izlemek isteyen seyirciler, salona sokulmadı. Tesis müdürünün kimseye sormadan kendi başına bu türlü bir karar aldığı ortaya çıktı. Ulaşım aracı yetersizliği nedeniyle sportmenler otellerine dönemedi. Yüzme yarışlarına konut sahipliği yapan yeni havuzdaki ‘touch pad’ler sportmenlerin ellerinde kaldı. Halterde atletimiz altın aldı, İstiklal Marşı çalınamadı, seyirciler okudu!
Hangisi daha dikkat cazibeli ve daha çok ciddiye alınmalı sizce?
Sporu yöneten Bakan Kasapoğlu’nun, SÖZCÜ Spor’un haberinden 1 gün sonra, 16 Ağustos’ta, Konya’da tüm medyayı karşısına alıp basın toplantısı düzenlemesi ve yeniden sayılarla muvaffakiyet güzellemesi yapması nasıl yorumlanmalı?
Son devirde kıtanın daha evvelce belirlenmiş merkezlerinde ‘Avrupa şampiyonaları’ düzenleniyor tıpkı anda; farklı branşlarda: Atletizm, artistik cimnastik, su sporları (yüzme, atlama), plaj voleybolu, kano, kürek, masa tenisi, triatlon, sportif tırmanış ve farklı disiplinleriyle bisiklet…
Yüzmede… “Nasılsa madalya alamayız” diye Roma’daki Avrupa Şampiyonası’na genç atletlerimizin gönderilmesi; “Çok madalya alalım” diye Konya’daki İslami Dayanışma Oyunları’na Emre Sakçı’lı, Viktoriya Zeynep Güneş’li as grubun gitmesi gerçek hareket mi?
17 yaşındaki Merve Tuncel’in Roma’da boynuna taktığı bronz madalya, Konya’da havuzdan çıkan 29’u altın 66 madalyadan daha bedelli, daha manalı ve ironik değil mi?
Konya Büyükşehir Belediyesi, oyunlar nedeniyle Spor Bakanlığı ile sorun yaşadı mı, yaşamadı mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ülkemizin vitrini olan faaliyetlerin ‘itibardan tasarruf olmaz’ anlayışı ile ülkemizin vakarına yaraşır halde yürütülme mecburiyeti vardır” dememiş miydi?
Sporda prestijden tasarruf oldu mu olmadı mı?
CEZA YETKİSİ TEKNİK KOMİTEDE
Katarlı voleybolcu Saad Sulaman’ın, göğüslerinde Ay-Yıldız taşıyan atletlerimize ‘kafa kesme’ hareketi yapmasının kabul edilemez olduğuna ve cezasız kaldığına değinmiştik; 16 Ağustos tarihli haberimizde. Herkesin topu birbirine attığı ceza konusundan Bakan Kasapoğlu hiç kelam etmedi…
İslami Dayanışma Oyunları Spor Federasyonu (ISSF) yönetmeliğine nazaran atlet, hakem yahut yöneticilere disiplin cezası verme yetkisi, her branşın teknik komitesine ilişkin. 5 bireyden oluşan teknik komitenin başkanlığını, o branşın milletlerarası federasyonunun yetkilisi yapıyor.
İşin özeti şu: Teknik komite, Sulaman’a ceza vermedi yahut veremedi! TVF’nin FIVB’ye şikayetinden sonuç çıkar mı, göreceğiz.
Yetkili ve ilgililere sorayım: Bu hareket olimpiyatta yapılsaydı ne olurdu?
Devrim Demirel