Ahmet Tirej Kaya
İSVEÇ – Son seçimlerde belediye meclis üyesi adayı olan Kuzey Direniş Hareketi (NMR) üyesi Sebastian Elofsson ve Marcus Hansson, iki şahsa fizikî şiddet uyguladıkları gerekçesiyle mahpus ve para cezasına çarptırıldı. 11 Eylül’de gerçekleşen seçimlerde Örkelljunga belediyesinin meclis üyeliği için NMR isimli neo-nazi örgütü tarafından aday gösterilen Elofsson ve Hansson’ın, 16 ve 20 yaşlarındaki iki şahsa uyguladıkları şiddet gerekçesiyle devam eden davalarında karar bugün açıklandı.
Skåne’nin kuzeyinde bulunan Örkelljunga’da seçimler öncesinde meydana gelen olayla ilgili, Savcı Cecilia Andersson tarafından yapılan açıklamada, iki kişinin uğradıkları fizikî şiddet nedeniyle hastanede tedavi altına alındığı hatırlatıldı. Olay esnasında 16 yaşındaki kız çocuğun, Hansson tarafından yere düşürüldüğü ve feci bir formda darp edildiği belirtilen açıklamada, Hansson’un boks eldiveni kullanmış olabileceği söz edildi. Açıklamada, öbür saldırganın ise çocuğun erkek arkadaşına saldırdığı kaydedildi.
6 AY MAHPUS, ‘TOPLUM HİZMETİ’ VE PARA CEZASI
NMR üyelerinin seçim afişlerinin yırtılması ve market arabasının içine atılmasıyla ilgili kelam konusu iki kişiyi suçlamasıyla başlayan olayın akabinde Elofsson ve Hansson gözaltına alınarak tutuklandı. Helsinborg Mahkemesi bugün görülen duruşmada, şiddet uyguladığı gerekçesiyle Hansson’a altı ay mahpus cezası verirken, Elofsson’a da yeniden şiddet uygulama kabahatinden ‘toplum hizmeti’ cezası verdi. Ayrıyeten mahkeme, NMR üyesi saldırganların, mağdur iki bireye 15 bin kron tazminat ödemesine karar verdi.
26 OY ALMIŞLAR
11 Eylül’deki seçimlerde yalnızca 26 oy alabilen Hansson ve Elofsson, belediye meclis üyeliğine seçilememişti.
Öte yandan, geçtiğimiz aylarda seçimlerdeki adayları inceleyen araştırma şirketi Acta Publica, 289 siyasetçinin neo-nazilerle ya da faşist anlayışlarla ilişkisi olduğunu ortaya çıkarmıştı. Basında yer alan haberlerde, bu şahıslardan 214’ünün faşist İsveç Demokratları (SD) isimli partiden aday oldukları tabir edilmişti. SD, seçimlerden 20,6 oyla ikinci büyük parti olarak çıkmış ve ülkedeki yeni hükümetin siyasetlerinin temelini oluşturan Tidö Anlaşması’nda önemli bir tesire sahip olmuştu.