Kahramanmaraş merkezli sarsıntılar 11 vilayette büyük yıkıma yol açtı. 44 binin üzerinde insan bu sarsıntılarda hayatını kaybetti. Türkiye’yi yasa boğan zelzele felakati, mümkün İstanbul sarsıntısına yönelik telaşları de artırdı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin raporuna nazaran, 91 bin bina 7,5 büyüklüğündeki zelzelede ağır ya da çok ağır hasar görecek. Kimi uzmanlar nüfusu 20 milyona dayanan İstanbul’un seyreltilmesi görüşünde lakin bu hiç de kolay bir iş değil.
Şehir plancısı Profesör Murat Cemal Yalçıntan, NTV’den Yağız Şenkal’e mümkün İstanbul zelzelesi ve tahlil tekliflerini anlattı.
Yalçıntan, “istanbul’da daima yoğunluğun arttığını düşünürseniz bu eğilimi aksine çevirmeniz gerekiyor. Artık bu sizin ‘haydi bir seyreltelim’ deyip yapabileceğiniz bir şey değil elbette. Bu ülkenin iktisat politiği buna müsaade edecek, inşaat dalı buna müsaade edecek, iktidar partisinin, devletin kaynak yaratma stratejileri değişecek. İnsanların kendi yerlerinden elde etmek istedikleri rant beklentisi değişecek. bunun çok fazla boyutu var.” dedi.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SANAYİ KURULUŞLARI İSTANBUL’DA
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun yarısının İstanbul ve etraf vilayetlerde bulunduğunu belirten Yalçıntan, “Geçen yıl 254 milyar dolar olan ihracatın yüzde 49’unu tek başına İstanbul gerçekleştirdi. Endüstrinin ve iş yerlerinin kent dışına taşınması, kentteki nüfusu azaltabilir. Kentin dışına yanlışsız bir taşınma süreci var. Anacak, taşınan fabrikanın yeri boş kalmıyor, taşınan fabrikanın yerine konut blokları geliyor. Siteler geliyor.” diye konuştu.
“İSTANBUL’UN KUZEYİ İSTANBUL’UN GELECEĞİDİR”
İstanbul’da en riskli yerlerinin faya en yakın ve taban açısından daha problemli olan Marmara Denizi’ne yakın ilçeler olduğunun altını çizen Yalçıntan, “Şehirin kuzeye gerçek taşınması teklifler ortasında. Lakin bu da beraberinde öbür sıkıntıları getiriyor.” dedi.
Yalçıntan, şunları kaydetti:
“İstanbul’un doğal alanları, ormanları, nefes alabileceği, su depoları, su havzaları daima kuzey alanlarında yer alıyor. Siz buralara gidip yapılaşmayı açarsanız aslında İstanbul’un geleceğini de yok etmiş oluyorsunuz. Yani bugünü kurtarmak ismine İstanbul’u kuzeye taşıyorsunuz tahminen fakat İstanbul’un gelecekte tabiatla barışık bir kent olarak kalmasının önünü alıyorsunuz. Yani işte su sorunu yaşıyoruz, hava kirliliği sorunu yaşıyoruz o denli değil mi? Bunu 20 sene sonra daha çok yaşayacağız.”