Konuya ait AA muhabirine değerlendirmede bulunan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Lideri Müberra Eresin, artık salgın sürecinin geride bırakıldığını, kesim olarak tüm güçleriyle işlerinin başında olduklarını belirtti.
2019 yılında Türkiye’ye 52 milyon turist geldiğini ve 34,5 milyar dolar gelir elde edildiğini, 2021 yılında ise 30 milyon turist ve 24,5 milyar dolar gelire ulaşıldığını anımsatan Eresin, bu yıl 42 milyona yakın turist ve 35 milyar dolar seviyesinde gelir gayesini koruduklarını söyledi.
TURİST SAYISINDA YÜZDE 135’LİK ARTIŞ
TÜROB Lideri Eresin, bu yılın birinci 4 ayında yurt dışından Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısının geçen yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 172 artışla 8 milyon 885 bin kişi olduğunu, bunun 7 milyon 477 binini yabancıların, geri kalanının yurt dışında yaşayan Türklerin oluşturduğunu aktararak, “İlk 4 ayda İstanbul’a gelen turist sayısı da geçen yılın tıpkı periyoduna nazaran yüzde 135 artışla 3 milyon 882 bin kişi oldu. İstanbul 2019 yılına nazaran yüzde 30-35 daha fazla turist almaya başladı.” diye konuştu.
İstanbul’a yabancıların ilgisinin giderek artmakla birlikte şimdi dilek ettikleri pazar çeşitliliğinin yakalanamadığını tabir eden Eresin, şunları kaydetti:
“Orta Doğu ve Körfez kökenli turistler şu anda İstanbul turizmini domine ediyor. Orta Doğu pazarında mevcut canlılık devam ediyor. Başka pazarlardan da olumlu işaretler alıyoruz. Amerika ve Avrupa pazarlarında hareket başladı. Latin Amerika’dan turist girişlerimizin geçmiş yıllarda olduğu üzere fark edilir halde artmasını bekliyoruz. İran pazarı çok âlâ gidiyor. Birinci 4 ayda Güney Amerika pazarlarında yüzde 370, Avrupa’da yüzde 382, Japonya’da yüzde 236, ABD’de yüzde 224 artış oldu. Bu artışları baz tesiri olarak yorumlamakla birlikte, artış oranlarının 3 haneye, hatta kimi ülke pazarlarında 4 haneye ulaşması gelecek aylar ve yıllar açısından büyük umut veriyor. Rusya ve Ukrayna turizm pazarlarındaki kaybımızın öteki pazarlar ile kapanması ihtimali devam ediyor.”
Müberra Eresin, İstanbul otellerinde ağır bir bayram periyodu yaşadıklarını vurgulayarak, dolulukların, bayram devrinde bilhassa Beyoğlu, Beşiktaş ve Fatih bölgelerinde yüzde 85-90’lara ulaştığını, bayram periyoduna nazaran daha sakin bir mayıs ayı yaşadıklarını, dönemsel olarak iniş çıkışların olabildiğini söyledi.
İstanbul’da haziran ayının da hareketli başlamakla birlikte ileri devirlerde daha sakin olduğunu, ay ortalamasının yüzde 65-75’lerde olmasını beklediklerini anlatan Eresin, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Orta Doğu’da okulların tatile girmesiyle bir arada temmuz, ağustos ve eylül ayı ortalarını kapsayan devirde İstanbul’da ortalama dolulukların yüzde 85-90’lar seviyesine gelmesini bekliyoruz. Ay bazında 2019 yılındaki dolulukları yakalayacağız üzere görünüyor. Yılın birinci 4 ayında İstanbul’da doluluk oranları 2021 yılının tıpkı periyoduna nazaran yüzde 83 artışla yüzde 63,7, oda fiyatları yüzde 30 artışla 97,3 avro, oda başı gelirler ise yüzde 137 artışla 61,8 avro oldu. Oransal olarak artışlardaki olumlu gelişmelere rağmen şimdi salgın öncesi son yıl olan 2019’un doluluklarını yakalayamadık. 2019 yılının birinci 4 ayında İstanbul’da ortalama doluluklar yüzde 71,8, oda fiyatları 80,7 avro, oda başı gelirler ise 58 avro olmuştu. Öte yandan İstanbul’da bilhassa sevindirici bir gelişme de Orta Doğu’dan alınan turist talebinin artması. Otellerde ortalama geceleme düzeyi 2019’da tespit edilen 2,4 günden 2,7 gün düzeyine çıkmış olup, yıl sonuna kadar 2,9 güne ulaşması öngörülüyor. Tıpkı vakitte bir city-break (hafta sonu kısa kent tatili) destinasyonu olarak da öne çıkan İstanbul’da otellerin haftanın tüm günlerinde birebir doluluk oranlarını yakalaması aslında şimdi çok güç.”
ALIŞVERİŞ VE SIHHAT TURİZMİ İÇİN GELİYORLAR
İstanbul’a gelen turistlerin en çok ne yaptığı ve hangi mevzuda zorlandığına yönelik soru üzerine Müberra Eresin, İstanbul’un kültür, sanat ve tarih olarak turistlerin odak noktası olduğunu belirterek, “Son devirde alışveriş ve sıhhat turizminde de önemli bir hareket gözlemliyoruz.” dedi.
Eresin, dünyanın kıymetli kentlerinde olduğu üzere İstanbul’a da gelen turistin aslında konakladığı otelde gördüğü itinası, paklığı, ilgiyi kapının önüne çıktığında da görmek istediğini tabir etti.
TÜROB Lideri Eresin, vakit zaman turistlerin birtakım bölgelerde bu bahislerde kahır yaşadıklarına şahit olduklarını ve problemlerin tahlili noktasında başta İstanbul Valisi Ali Yerlikaya olmak üzere, ilgili makamlarla problemlerin tahliline odaklanıp birlikte çalıştıklarını lisana getirdi.
Salgın devrinde tüm dünyada olduğu üzere İstanbul’da da turizmin sekteye uğradığını, İstanbul’u yine turizmde marka kent yapmanın ana gayeleri ortasında yer aldığını aktaran Müberra Eresin, “İstanbul kruvaziyer ve kongre turizminde dünyanın önde gelen destinasyonlarından biriydi. Bu alanlarda tekrar yükseliş trendi başladı. Bölüm ve destinasyon olarak kendimize güvenmemiz gerekiyor. Dünya çapında ‘İstanbul’u özledik’ diyenler çok fazla.” diye konuştu.
Eresin, hem tesisleri hem de verilen hizmetin kalitesiyle Türkiye ve İstanbul’un, dünyanın sayılı turizm merkezleri ortasında yer aldığına işaret ederek, Türkiye’nin amacının turist sayısından çok geliri artırmak olması, gelir seviyesi yüksek kongre ve kruvaziyer turistinin geri dönüşünün sağlanması hedefiyle atılan adımların hızlandırılması gerektiğini söyledi.
Kongre ve kruvaziyer turizminin yanı sıra Türkiye ve İstanbul’da kültürel aktifliklerin artması, inanç turizminin yaygınlaştırılması, kentin daha çok spor ve sanatla anılması ve cümbüş imkanlarının artmasının, gastronomi alanındaki gelişmelerin nitelikli turisti kente çekeceğini söz eden Eresin, “TÜROB ve kesim kuruluşları olarak kamu-özel bölüm iş birliğinde atılacak adımlar ile Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve Türkiye Turizm Geliştirme ve Tanıtma Ajansı (TGA) tarafından yürütülen sonuç odaklı başarılı tanıtım ve pazarlama çalışmaları sonrasında turizm dalının amaçlarına ulaşarak ülke iktisadı, istihdamı ve kalkınmasına güçlü takviyesini vermeye devam edeceğine inanıyoruz.” biçiminde konuştu.
2023 YILI ÇOK DAHA YETERLİ BİR YIL OLACAK
Müberra Eresin, kent otellerinde yılın ikinci yarısında daha yüksek bir turizm hareketi beklediklerine, 2022’nin ikinci yarısından itibaren aylık bazda 2019’un datalarını yakalama ihtimalinin hala yüksek olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye’ye olan talebin giderek arttığını görüyoruz. O nedenle olumlu beklentilerimiz devam ediyor. Fakat natürel her vakit söylediğimiz üzere, ‘her şey bizim beklediğimiz üzere gerçekleşirse’ demek zorunda hissediyoruz kendimizi. Bu beklentilerimiz mevcut kaideler berbata gitmeden, daha güzele gitmesi durumunda geçerli olacak beklentiler.” dedi.
2022 yılının 2021’den çok daha yeterli bir yıl olacağını ve salgının yaralarını önemli halde sarmaya başlayacaklarını belirten Eresin, “2023 yılı çok daha âlâ bir yıl olacak. Takip eden yıllarda turizm gelirlerimizin artarak çok önemli noktalara geleceğini ve bilhassa İstanbul’un dünyada yeniden parlayan birinci 3 destinasyondan biri olacağını umuyoruz.” diye konuştu.
Eresin, salgının sona ermesiyle “Güvenli Turizm Sertifikası”nın dönüştürülerek, yerine “Sürdürülebilir Turizm Sertifikası”nın alınması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın nezaretinde başlatılan çalışmalara da dayanak verdiklerini kaydetti. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından başlatılan “Sürdürülebilir Turizm” çalışmaları kapsamında Global Sürdürülebilir Turizm Kurulu (GSTC) kriterlerinin belirlenmesinin amaçlandığını belirten Eresin, bu kriterleri tamamlayan ülkeler ortasında dünya sıralamasında birinci sırada olabilmeye uğraştıklarını anlattı.