Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ebediyete uğurlanışının 49. yıldönümünde Konak Belediyesi İsmet İnönü Anı Evi’nde düzenlenen törenle anıldı. Törende konuşan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Şu iyi bilinmelidir ki; İsmet İnönü’yü ve Mustafa Kemal Atatürk’ü ne unuturuz ne de unuttururuz” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, hayata veda edişinin 49’uncu yılında Konak’ta doğduğu evde anıldı. İsmet İnönü’nün 24 Eylül 1884 tarihinde doğduğu ve Konak Belediyesi tarafından İsmet İnönü Anı Evi olarak kente kazandırılan evin önünde gerçekleştirilen anma törenine, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğullarından, Atatürk Araştırmacısı Yazar Ahmet Gürel, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İzmir Şubesi yöneticileri, İzmir 68’liler Platformu yöneticileri, CHP İzmir il ve Konak ilçe örgütü yöneticileri, Konak Belediye Meclisi üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.
Batur: Ülkemiz için cesur olma zamanı
Törende konuşan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli cephesi olan Batı Cephesi; Yunan ilerleyişini durduran, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli rol oynayan İnönü Muharebeleri; Milli Mücadele’nin sonunu belirleyen Mudanya Mütarekeleri; Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu belgesi olan Lozan Antlaşması denildiğinde akla İsmet İnönü’nün geldiğini belirtti. İsmet İnönü’nün Lozan kahramanı olduğuna, 2. Dünya Savaşı’na ülkesine sokmayarak binlerce canı kurtardığına işaret eden Batur, İnönü’nün müthiş bir asker ve üniformasını çıkardığında müthiş bir devlet adamı, siyasetçi olduğunu vurgulayarak, “Şu iyi bilinmelidir ki; İsmet İnönü’yü ve Mustafa Kemal Atatürk’ü ne unuturuz ne de unuttururuz. Her yıl burada düzenlediğimiz ve bundan sonra da düzenleyeceğimiz törenler de bunun kanıtıdır. Zaman zaman birileri çıkıp İsmet İnönü’ye ve imzaladığı Lozan Antlaşması’na dil uzatma cesareti gösterebiliyor; çünkü Atatürk’ü de İnönü’yü de hazmedemiyorlar ve içlerine sindiremiyorlar. Laik cumhuriyetimizin kurucularını maalesef sevmiyorlar. Onlar medeniyeti, çağdaşlığı sevmiyor aslında. Gerici, karanlık kafaların dostları onlar. Ama bizler, ‘Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça bir ülkede kurtuluş yoktur’ diyen İsmet İnönü gibi cesaretle mücadeleye devam ediyoruz” diye konuştu. Batur, şöyle devam etti:
“Zaman umutsuz olma zamanı değil. Bugün ülkemiz için artık cesur olma zamanı. Güzel günler, gerçek demokrasi ve huzurlu bir ülke çok uzakta değil. O güzel günleri hep birlikte getireceğiz ve o güzel günleri göreceğiz; çünkü bu güzel memleketi canları pahasına işgalden kurtararak yeniden ayağa kaldıran tüm kahramanlarımıza, özellikle Mustafa Kemal Atatürk’e ve İsmet İnönü’ye çok şey borçluyuz. Laik, demokratik, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk devrimlerini yaşatmak, onları yıkmak isteyenlere de izin vermemek durumundayız. Milli şef İsmet İnönü’yle aynı ülkenin insanı olmaktan büyük bir onur, İsmet İnönü’nün hemşehrisi olmaktan büyük bir gurur duyuyorum.”
Gürel: Lozan kahramanıdır
Atatürk Araştırmacısı Yazar Ahmet Gürel ise İsmet İnönü’nün Konak’ta doğduğu evde her yıl anıldığına dikkat çekerek, “İsmet Paşa burada doğdu. Burada Harbiye yılları geçirdi. ‘Burada ders çalışırdım, burada kitap okurdum’ der. ‘En güzel anılarım doğduğum şehre Garp Cephesi Komutanı olarak girmekti’ der. Atatürk’le Harbiye’de tanışır. Tanışıklığı Yemen’de, Şam’da devam eder” diye konuştu. Atatürk ve İsmet İnönü’nün birlikte okudukları, omuz omuza savaştıkları yılları anlatan Gürel, şöyle devam etti:
“İnönü Savaşı güçlükle, yoklukla, Çerkez Ethem’in darbeleriyle devam ederken, İsmet Paşa’ya Mustafa Kemal savaşı kazanınca, tümgeneral unvanını layık görüyor. ‘Siz orada yalnız savaşı değil, ulusun kara yazgısını da değiştirdiniz’ diyor. 11 Ekim 1922’de İzmir’e girerken de korgeneral olur. Orgeneral olamadan Mudanya başdelegesi olmuştur. Ondan sonra da İsmet Paşa bizim makûs talihimizi kurtarmaya başladı. Ülkede savaşı durduran bir İsmet Paşa var. Artık sivildir, Lozan’a gider. 20 Kasım 1922’de Lozan başlar. 23 Temmuz 1923’te Lozan’ı imzalar. Tapumuzu alır. Artık İnönü savaş kahramanı değildir de, Lozan kahramanıdır. Cumhuriyet’in ilk başbakanıdır; 17 yıl, 11 ay, 7 gün başbakanlık yapar. Cumhurbaşkanlığı da Mustafa Kemal’in ölümüyle birlikte 11 Kasım 1938’den 22 Mayıs 1950’ye kadar devam eder; 11 yıl, 6 ay, 11 gün sürer. Edirne Milletvekili olarak başlar, sonra bir de Malatya milletvekili olarak görev yapar. Muhalefet lideri olur, 1965’te yapar. 1972’de CHP’nin genel başkanlığını bırakır ve milletvekilliğinden istifa eder. İsmet Paşa’nın bir özelliği vardır ki; siyasette kin gütmez, o siyasi mahkûmların, siyasi idamların karşısına çıkmış bir liderdir. Işıklar içinde kalsın.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı