Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı emekli albay Mustafa Levent Göktaş’ın firar etme sürecine ait iddianamede yer alan ayrıntıları paylaştı.
“364 sayfalık iddianamede cinayete ait tezler ve bulgular kadar Levent Göktaş’ın firar süreci adeta polisiye roman tadında anlatılıyor” diyen Saymaz, şunları kaydetti:
“İddianameye göre… Göktaş’ın gözaltına alınana dek kaçmasını engellemek için 14 Şubat 2022’de yurt dışına çıkışı yasaklandı. 8 Haziran’da gözaltı kararı verildi. O gün polis Göktaş’ın Ankara’daki avukatlık ofisi ve kızının İstanbul Sarıyer’deki konutunda arama yaptı. Göktaş kızının oturduğu sitede öteki bir dairede kalıyordu ve polisin haberi yoktu. Polis bu durumu, daha sonra güvenlik kamera manzaralarını izlediğinde fark edecekti. İmajlara nazaran Göktaş kızının konutunda arama yapılırken, oturduğu daireden çıkarak asansörle otoparka indi. Hatta Göktaş, polisleri üst çıkaran asansörü kullandı. Apartman ve site girişine polis konmadığı için Göktaş yakalanamadı. Bıyıkları kesip Antalya’ya gitti. Göktaş, Antalya’da yaşayan avukat Kenan Erdoğmuş, Ali Gök ve Ömer Yiğit vasıtasıyla kiralık araç tutarak ve bıyıklarını keserek, 8 Haziran’da bu kente gitti. Gök ve Yiğit’e Antalya’da altı ay kadar işlerinin olduğunu ve bu halde dolaşması gerektiğini söyledi. Kendisine kalacağı bir villa kiralamalarını istedi.
İddianameden: “Aslında Dr. Hablemitoğlu’nun öldürülmesinin Aralık 2022’de vakit aşımına uğrayacağını düşünmektedir. Bu durum şüphelinin, maktulün öldürülmesi olayındaki rolü nedeniyle içinde bulunduğu suçluluk psikolojisini göstermektedir.”
Göktaş, para ve saklanacağı bayanlara ait bağlantı arayışındaydı. Hatta Erdoğmuş’a “Dosyayla ilgili bana üç gün evvel haber vermen kâfi, çabucak Bulgaristan üzerinden yurt dışına çıkarım” dedi. Hakikaten, dediğini de yapacaktı.
İki taksiyle dönüş
Göktaş’ı Antalya’da sakladıkları kanısıyla Yiğit ve Gök’ün adreslerine 15 Haziran’da saat 3’te baskın yapıldı. Gök, tabirinde, Göktaş’ın kendi konutunda değil, kayın validesinin meskeninde olduğunu söyledi. Çabucak bu adrese gidildi. Lakin Göktaş, polislerin aradığını öğrendikten sonra tıpkı gün saat 8’de meskenden ayrılmıştı. Göktaş sırt çantasıyla Antalya sokaklarında gezerken, MOBESE’lere takıldı. Olağan artık çok geçti. Göktaş önde gözcülük yapmak için bir, artta kendisi olacak biçimde iki taksi kiralayarak, 15 Haziran’da saat 12’de İstanbul’a yanlışsız yola çıktı. Polis tekrar bir adım gerisindeydi. Taksiciler belirlendi ve sözleri alındı. Göktaş’ın 15 Haziran’da berberi Cemal Dayıoğlu’nun yanına gittiği anlaşıldı. 17 Haziran’da Dayıoğlu’nun adresi basıldı. Lakin Dayıoğlu’nun sözüne nazaran Göktaş, 15 Haziran’da bir gece kendisinde, sonraki gün ise Gültepe Yahya Kemal Mahallesi’ndeki İspark’a ilişkin otoparkta aracında kalmıştı. Ve bir daha Göktaş’ı görmemişti.
Kıraça Holding’in kamerası yokmuş
Göktaş’ın 17 Haziran’da sabah 6’da otoparktan taksiyle çıktığı belirlendi. Sürücü bulundu ve sorgulandı. Sürücü, Göktaş’ı işadamı İnan Kıraç’a ilişkin Kıraça Holding’e bıraktığını söyledi. Polis, 18 Haziran’da Kıraça Holding’de arama yaptı. Göktaş, tekrar yakalanamadı. Holdingin güvenlik kamerasına el konulmak istendi. Değişiktir ki binada güvenlik kamerasının olmadığı bildirildi! Göktaş’ın izine bir daha hiç ulaşılamadı. Tedbire karşın Bulgaristan’a geçti Göktaş’ın geçersiz pasaport ile yurtdışına kaçmasını engellemek için fotoğrafları 20 Haziran’da bütün hudut kapılarına asıldı. Lakin Göktaş, 26 Ağustos’ta Bulgaristan’a geçti.
Gel gör ki… Polis yeniden geç kalmıştı. Bir gün sonra Adalet Bakanlığı Dış Bağlar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün talebiyle hakkında kırmızı bülten çıkarılan Göktaş, Bulgaristan’da tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Göktaş’ın Bulgaristan’dan iadesini istedi. Fakat Göktaş, iade edilmemek için Bulgaristan’a sığınma talebinde bulundu. Türkiye’de Hablemitoğlu davasının açıldığı gün Göktaş, sıhhat nedeniyle cezaevinden tahliye edildi ve mesken hapsine alındı.”
Yazının tamamını okumak için .